Sentence examples of "fark etmemi sağladı" in Turkish

<>
Şeyi fark etmemi sağladı... Это помогло мне осознать...
Bu sadece benim neler kaybettiğimi fark etmemi sağladı. Только заставило меня осознать, как я запуталась.
Sadece ne kadar zaman geçtiğini fark etmemi sağladı. Просто дало понять, насколько давно это было.
Bu beni Rex'in bir yalancı olduğunu da fark etmemi sağladı. Но это заставило меня вспомнить что и Рекс был обманщиком.
Ne zaman güçten düşsem ya da bir hata yapsam seni düşünmek, ayağa kalkıp devam etmemi sağladı. Каждый раз, когда я оступался или ошибался, мысль о тебе заставляла вставать и идти дальше.
Çizgi filmin sonunda, Donald Duck bunun bir rüya olduğunu ve aslında Birleşik Krallık'ta yaşadığını fark etmek için uyanıyor. В конце ленты Дональд Дак просыпается и понимает, что все это было лишь страшным сном, и он все еще живет в Америке.
Onlara sahip olmak ne yarar sağladı? И что хорошего им это дало?
Bu adamı ziyaret etmemi ister misiniz? Хотите, чтобы я его навестил?
Kimse fark etmeyecekti, zaten sayısız yalnız eylemci geçen ay içinde Moskova'da "sessiz sedasız" gözaltına alındı. Этого никто и не заметил бы, сколько таких пикетчиков только за последний месяц повязали в центре города "без шума и пыли".
O, bana bazı gizli belgeler sağladı ki bazılarını sonradan Çin istihbaratına sattım. Он предоставил мне секретные файлы, некоторые из них я продал китайской разведке.
Gio'yu öldürmek için, sana yardım etmemi mi istiyorsun? Ты хочешь, чтобы я помог тебе убить Джио?
Suriye pasaportum olmasaydı, bize soruşturma yapan tüm kişilerden daha fazla teröre maruz kalmış olan insanlar olmamıza rağmen, masumiyetimizi savunmaya ve terörü kınamaya nasıl da aşırı bir nezaketle yol gösterildiğini fark etmezdim. Если бы не мой сирийский паспорт, я бы не заметила, как нас, подозреваемых, ведут с крайней вежливостью защищать свою невиновность и отрицать терроризм; нас, людей, которые были мишенью терроризма чаще, чем те, кто проверяет нас на него.
Ama Kevin ile olmak sadece eşimi daha çok sevmemi sağladı. Но отношения с Кэвином заставили меня любить мужа еще больше.
Kane'e yardım etmemi istiyor musun? Хотите чтобы я помог Кейну?
"Bize soruşturma yapan tüm kişilerden daha fazla teröre maruz kalmış olan insanlar olmamıza rağmen, masumiyetimizi savunmaya ve terörü kınamaya nasıl da aşırı bir nezaketle yol gösterildiğini fark etmezdim.." "Я бы не заметила, как нас, подозреваемых, ведут с крайней вежливостью защищать свою невиновность и отрицать терроризм; нас, людей, которые были мишенью терроризма чаще, чем те, кто проверяет нас на него".
Bir şeyin farkına varmamı sağladı.. Это помогло мне кое-что понять..
Oğlundan daha ne kadar nefret etmemi istiyorsun? Насколько сильнее я должна возненавидеть твоего сына?
Ama şu an, artık makul bir seçeneğin kalmadığını fark ettim. Но сейчас я понял, что у меня больше нет вариантов.
O yanlış kayıtları sağladı. Он предоставил ложные записи.
Ne olduğunu tahmin etmemi mi isteyeceksin? Ты хочешь, чтобы я догадался?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.