Beispiele für die Verwendung von "gerektiği" im Türkischen

<>
Yerli denetleme geçmişi düzenli olarak çıkarılır ve veritabanı yöneticilerinin erişiminin bulunmadığı ya da bulunmamasının gerektiği şekilde tasarlanmış bir güvenlik sistemine aktarılır. Собственные контрольные журналы извлекаются на регулярной основе и передаются в назначенную систему безопасности, где администраторы баз данных имеют / не должны иметь доступ.
O anda, ne yapmam gerektiği hakkında hiç bir fikrim yoktu. На тот момент я не знала что мне нужно было делать.
Malezya'nın satranç turnuvasında kıyafet kurallarıyla ilgili basitçe bir oyuncunun "saygın görünüşü" olması gerektiği belirtiliyor. Дресс - код малайзийских шахматных турниров просто гласит, что игрок должен иметь "достойный внешний вид".
Tabii bu da, seni öldürmem gerektiği anlamına geliyor. Что конечно значит, что я должна убить тебя.
Ama bildiğim tek şey var o da telefon kayıtlarına bakmamız gerektiği. Я просто знаю, что нам надо увидеть записи телефонных звонков.
Sadece kurbanın ilişkilerinin günümüz koşullarında ne kadar karmaşık olabileceğini bilmesi gerektiği konusunda aynı fikirdeyim. Только потому, что жертва должна была понимать сложность подобных отношений в нашей культуре.
Adalet istiyorum ve Kral da yapması gerektiği gibi sözünü verdi. Я прошу справедливости, и Король пообещал сделать это правильно.
Benim söylediğim, Albay Young'ın ne yapıp edip katili hemen bulması gerektiği. А то, что полковнику Янгу стоит найти убийцу как можно быстрее.
Robb Lannisterlardan intikam alacağına dair yemin eder fakat Catelyn onu kızları Arya (Maisie Williams) ve Sansa'nın (Sophie Turner) kurtarılması gerektiği hakkında uyarır. Робб клянётся отомстить Ланнистерам, но Кейтилин напоминает, что сначала они должны спасти Арью (Мэйси Уильямс) и Сансу (Софи Тёрнер).
Özellikle de Danny'yle konuşmanız gerektiği bu kadar açıkken. Bir saniye, ne dedin? С тех пор, как так очевидно, что нужно говорить с Дэнни.
Bence genel olarak Yonkers halkı federal yargıcın hüküm verdiği ve artık şehrin kanuna boyun eğmesi gerektiği esasını kavrıyor. Думаю, в большинстве своем жители Йонкерса понимают: федеральный судья постановил, и город должен следовать закону.
Bir garajda ilk kez bir araya gelen bir gruba benzemesi gerektiği düşüncesi vardı. Это идея должна звучать как: первая встреча всех участников группы в гараже.
Ama bu işin en kötüsünü düşünmen gerektiği anlamına gelmiyor. Но это не означает, что надо предполагать худшее.
Bir başka konu ise internete yüklenen içerikler ile ilgili topluluk haklarıydı, aktivistlerin yaşlılardan veya başkanlardan izin alması veya almaması gerektiği, hangi koşullarda olacağı ve açık lisansların konuya nasıl dahil olabileceği idi. В центре другой дискуссии оказались права местных общин на размещаемый в интернете контент: должны ли интернет - активисты спрашивать разрешения у старейшин и лидеров общин, и если должны, то в каких именно случаях, и какую роль в урегулировании подобных вопросов смогло бы сыграть использование свободных лицензий.
Kendime ait bir şeylere başlamam gerekiyordu, tıpkı sen ve Will'in başlaması gerektiği gibi. Я должен создать что-то свое, также как это нужно было вам с Уиллом.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.