Sentence examples of "hakkını vermeliyim" in Turkish

<>
Ne olduğunu kabul etmesem de olur. Ama fiziksel varlığının hakkını vermeliyim. Я не обязан признавать твою сущность, но физическое существование признаю.
Ama sana hakkını vermeliyim. Но я должна признать.
Gayet iyisin, hakkını vermeliyim. Должен признать, ты хорош.
Becerikli bir kız. Hakkını vermeliyim. Она находчива, должна признать.
Papua Yeni Gine Doktorlar Derneği Sekreteri Sam Yockopua, doktorların ve sağlık çalışanlarının kamuya açıklanacak konularda fikir beyan etme hakkını savundu: Сэм Йокопуа, секретарь Ассоциации врачей Папу - Новой Гвинеи, выступил в защиту права врачей и других сотрудников медицинских учреждений на публичные высказывания по вопросам, требующим открытого общественного обсуждения:
Sana güveniyorum, bu yüzden artık gitmene izin vermeliyim. Я доверяю тебе, поэтому сейчас должна тебя отпустить.
Sürprizler dolu bir adamsın, hakkını yiyemem. Вы полны сюрпризов, отдаю вам должное.
Babamın hata yapmasına izin vermeliyim. Я должна позволить папе ошибаться.
Onun da hakkını vermek lazım. Ты должен признать её заслуги.
Bir Zaman Lord'u olmaya son vermeliyim. Я должен прекратить быть Богом Времени.
Bunun bana ne gibi haklar kazandırması gerektiğini bilmiyorum ama en azından kendi kararlarımı verme hakkını kazandırıyor. Я не знаю, что я заслужил, но я заслужил право принимать свои собственные решения.
Gidip diğerlerine haber vermeliyim. Мне надо сообщить остальным.
Almanların hakkını vermek lazım, çok iyi araba yapıyorlar. Немцам надо отдать должное, они делают отличные машины.
Sana dayanma gücü vermeliyim. Я дам тебе силу.
Sana müdahale etme hakkını veren nedir? Но кто дал вам право вмешиваться?
Düşündüm de en azından hangi köşeyi istiyorsan o köşede yatmana izin vermeliyim. Думаю, могу дать тебе, по крайней мере, выбрать сторону.
Dünyayı yeniden yaratma hakkını vermiyor sana. Niye? Это не дает тебе права переделывать мир.
Ne yani, Kenzi'nin ölmesine izin mi vermeliyim? И что, я должна позволить Кензи умереть?
Bana şart koşma hakkını kim veriyor sana? Какое право ты имеешь ставить мне условия?
Sana mavi olanlardan birkaç paket vermeliyim. Нужно дать тебе пару упаковок синеньких.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.