Sentence examples of "hayatı yaşıyor" in Turkish

<>
Sita'nın hayatı, bir aslanınkinden her yönü ile farklı.. çünkü o yalnız yaşıyor. Жизнь Ситы в корне отличается от жизни львов, ведь она живет совершенно одна.
Japonya'nın nüfuslu döneminde ise, bu eski mahallelerde artık az sayıda aile yaşıyor. Так как население Японии стареет, все меньше семей живут в этих небольших районах.
"Bak, birlikte bu hayatı yaşayacağın bir partnerin olması gerek. "Слушай, ты должен прожить жизнь со своей женой.
Faciadan en çok etkilenen ülke Belarus'ta Çernobil radyasyonu nedeniyle 00'den fazla kişi tiroit problemi yaşıyor, milyondan fazla kişi ise yüksek bulaşma derecesindeki bölgelerde bulunmakta. более чем человек в Белоруссии, стране, больше всего затронутой катастрофой, имеют проблемы с щитовидной железой, спровоцированные чернобыльской радиацией, и более миллионов людей живут в районах страны с высоким риском заражений.
Başka yerde bir hayatı var. Bırakın kendi haline. У него там своя жизнь, пусть уезжает.
Baba, yaşıyor işte. Папа, она жива.
Senin hayatı böyle kucakladığını görmek çok güzel. Так радостно, что вы наслаждаетесь жизнью.
Ne zamandır Bay Wells bu şekilde yaşıyor? Как давно мистер Уэллс живёт на пособия?
Juliet, Gus'ın hayatı üzerine yemin ederim ki, buraya geleceğinden haberimiz yoktu. Джулиет, клянусь жизнью Гаса мы понятия не имели, что он придет.
Hepsi birlikte yaşıyor, çalışıyor. Все живут и работают вместе.
Ray Charles'ın zor bir hayatı olmuş olmalı. У Рея Чарльза должно быть сложная жизнь.
Nihayet beraber yaşıyor ve beraber çalışıyoruz. Мы наконец-то живём и работаем вместе.
Makine'ye verdiğin derslere rağmen bir piyonun hayatı vezirinki kadar kıymetli değildir. Вопреки вашим наставлениям Машине, жизнь пешки не равна жизни королевы.
Ama Anne ve Babası Güney Dakota'da yaşıyor. Но его родители живут в Южной Дакоте.
Farz et ki bir ninjanın hayatı günlük gibi, değil mi? Чтож, ты должен посмотреть на повседневную жизнь ниндзя, верно?
Çok etkili ilaçlar var ve insanlar uzun süre yaşıyor. Так много хороших лекарств и люди живут долгое время.
Seni çok seviyorum. Bu yüzden seni görmeyeceğim bu -70 yıl boyunca nasıl bir hayatı seçeceğini öğrenmek için sabırsızlanıyorum. Я так тебя люблю, и поэтому мне не терпится узнать, что за жизнь будет у тебя...
İlk Siyah Amerikalı Havacılar anı yaşıyor! Пилоты из Таскиги просто живут моментом!
Onun yüzünden herkesin hayatı değişti. Из-за этого жизнь каждого изменилась.
Bu çok zor, hepsi birlikte yaşıyor. Это тяжело, они все живут вместе.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.