Sentence examples of "hayatlarını" in Turkish

<>
Çok insansılar. Seninkini geri verebilmek için, onların hayatlarını alamam. Я не могу забрать жизнь у них и отдать тебе.
Var olan tüm vampirlerin hayatlarını Klausla olan kavgan için riske atmaya? Рисковать жизнями каждого живущего вампира ради вашей дурацкой ссоры с Клаусом?
Kusura bakmayın ama hayatlarını düşünmem gereken kişi daha var. Извините, но мне жизни еще человек нужно учитывать.
Ama sonra güzden önce onların hayatlarını sürdürmesi üstüne düşündüm. А потом подумала, ведь эти люди раньше жили...
Hayır, önemli bir şey için hayatlarını ortaya koyacak birkaç insan toplayacağız. Нет, всего несколько человек, готовых рискнуть жизнью за что-то стоящее.
Diğerleri benim için hayatlarını tehlikeye atarken öylece oturup beklemekten daha fazlasını yapmamı sağla. Чтобы не сидеть пнём на корабле, пока остальные рискуют ради меня жизнью.
Catherine ve Caleb hayatlarını bize emanet etti. Кэтрин и Калеб доверили нам свои жизни.
Karadelikler hayatlarını yıldızları yiyerek geçiriyor ve geride, onlara ne olduğu hakkında bir kayıt bırakmıyor olurlardı. Черные дыры всю свою жизнь пожирают звезды и при этом не оставляют никаких следов их существования.
İstediğin her şeyi yapabiliyorsun! Etrafında hayatlarını sır açıklamaktan kazanan insanların olduğu bir yerde mi? Можно оказаться среди людей, которые зарабатывают на жизнь тем, что раскрывают чужие тайны?
Neden bizim ya da arkadaşlarımızın ya da Heather'ın hayatlarını riske atmaya devam ediyoruz? Почему мы должны продолжать рисковать нашими жизнями, жизнями наших друзей. Жизнью Хизер?
Şunu dinle. Anne babası organ bağışçılarıymış ve zamansızca ölümleri başka insanların hayatlarını kurtarmış. Ее родители были донорами органов и их безвременная кончина спасла жизни других людей.
Bu duvarların ötesinde oturan siviller hayatlarını disiplin ve bir amaç uğruna yaşamak yerine tahmin ve varsayımlarla yaşarlar. Обычные люди за этими стенами строят свои жизни на догадках и предположениях, вместо дисциплины и цели.
Yegâne amaçları bütün vatandaşların hayatlarını zenginleştirmek sivil toplum vaadini sürdürmek. ve geçmişin kaosuna bir daha asla sürüklenmemektir. Их единственная цель - обогатить жизнь всех граждан. Выполнить обещание, данное обществу. Не допустить хаоса прошлого.
Ama siz o harabelerin bir hava gözlemini almanın bir SG ekibinin hayatlarını riske etmeye değeceğini düşündünüz. Но Вы думали, что стоило рисковать жизнями команды SG, чтобы получить аэрофотосъемку этих руин?
Ülkenin zor durumdaki ekonomisi, turistlerin getirdiği parayı severek kabul ediyor olabilir ama ortalama bir turist, ziyareti esnasında ekonomik krizin sonuçlarına katlanan insanların gerçek hayatlarını göremiyor. В то время как бедствующая экономика страны извлекает пользу из денежного потока от иностранных туристов, большинству приезжих никогда не показывают жизнь местных жителей во времена нищеты.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.