Sentence examples of "herkesin gözü önünde" in Turkish

<>
Babam rutin bir trafik kontrolü sırasında, herkesin gözü önünde ceza yazılmasına kızan bir serseri tarafından öldürüldü! Его убили среди бела дня, когда он остановил на дороге нарушителя. Ублюдок не захотел платить штраф.
Herkesin gözü önünde mi asacaklar? Они собираются публично его повесить?
Şüphelileri herkesin gözü önünde tutacak bir alan istiyorum, lütfen. И комната для подозреваемого, где-нибудь на виду, пожалуйста.
Senden gerçekten hoşlanıyorum, ama herkesin gözü önünde bir hayatın var. Ты мне правда нравишься, но у тебя очень публичная жизнь.
Kasaba küçük, herkesin gözü senin üzerinde. Маленький городок, все за тобой наблюдают.
Ve belediye başkanının gözü önünde seviştim. Я занимался сексом перед самим мэром.
Neden Alma Mater gibi giyindim? Herkesin gözü önündeyken nasıl kahramanları koruyabilirim? Как я могу защитить моих героев, если я сама под надзором?
Onca insanın gözü önünde bir adamın kafasına sıkıp öylece çekip gidebiliyor musun yani? Ты всадил пулю в голову человеку на глазах у всех и просто ушел?
Herkesin gözü, her hareketimizde üzerimizde olacak. Теперь за каждым нашим шагом будут следить.
Evlat, iyi bir sebebin olmadan bu kadar namuslu insanın gözü önünde kan dökmek istemeyeceğinden eminim. Сынок. Я уверен, ты не хочешь проливать кровь за зря на глазах у приличных людей.
Halkın gözü önünde bu utanç içinde teslim oldular. Они вынесли на суд общества эту жалкую капитуляцию.
Bugün, Tanrının ve bütün dünyanın gözü önünde nasıl hissettiğimizi duyuralım. Сегодня мы расскажем о своих чувствах перед богом и всем миром.
Doğu Hindistan Şirketi'nin yedi ajanının gözü önünde kayboldun. Вы смогли сбежать от семи агентов Ост-Индской компании.
Dönemin ruhuna yakışır bir biçimde cadı kardeşleriyle halkın gözü önünde hem de gururla burada toplanırdı.. Она собиралась там со своими сестрами-ведьмами гордо и публично, весьма в духе того времени.
Halkın gözü önünde kararlarını hiçe saymıyorum. Я не высмеиваю публично его решения.
Beni, arkadaşlarımın gözü önünde küçük düşürdün. Ты оскорбил меня в присутствии моих друзей.
Senin ve kardeşinin gözü önünde öldürmek için. Убить у вас с сестрой на глазах.
O cadıyı beni insanların gözü önünde kucaklamaya zorlarken aklından ne geçiyordu? О чем ты думала, заставляя эту ведьму публично обнять меня?
Beni herkesin önünde küçük düşürmesine gerek yoktu. Не надо было меня унижать перед всеми.
Herkesin önünde sahip olunmak nasıl bir duyguymuş? Ну как тебе быть униженным перед всеми?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.