Sentence examples of "ikna etmek için" in Turkish

<>
Seni ikna etmek için bunu doğrulamaya ihtiyaçları var. Им нужны дополнительные доказательства, чтобы обвинить вас.
Artık onu aksine ikna etmek için yapabileceğim hiçbir şey yok. И сейчас ничего не могу сделать, чтобы переубедить его.
Başkan Quimby'yi nükleer vergi zammını sonlandırmaya ikna etmek için sana yardım edeceğim. Я помогу тебе уломать Мэра Квимби подписать отказ на повышение налогов АЭС.
Onu ikna etmek için Paul büyük bir uğraş verdi. Понадобились все уловки Поля, чтобы заставить ее решиться.
Onu kalmaya ikna etmek için başının etini yemiş olmalısın. Ты наверное все уши ему прожужжала, уговаривая остаться.
Alison, Toby'den nefret ettiğine bizi ikna etmek için uğraştı hepimiz de ona inandık. Элисон, она убедила нас, что ненавидит Тоби. И я ей полностью поверила.
Toplumu ikna etmek için en iyi şansımız bu. Это наш лучший шанс, чтобы убедить общественность.
Seni ikna etmek için de kırbaç riskine gireceğim. И я рискну плетью, чтобы убедить тебя.
Onları ikna etmek için bu kozu kullanacak. Она использует это, чтобы заключить сделку.
Beni ikna etmek için biraz uğraşmalısın. Придётся постараться, чтобы убедить меня.
Meclisi bu hakları bizlere geri vermesine ikna etmek için bir plan oluşturmalıyız! Мы должны составить план, который поможет убедить Парламент восстановить эти права!
Hata etmeden önce Bakanlar Kurulu'nu ikna etmek için kamera görüntüsünden fazlası lazım. Записей камеры слежения мало, чтобы убедить кабинет президента в совершении преступления.
İşbirliği yapmaya ikna etmek için, Orta'ya ne teklif edeyim? И что я могу предложить Орте в обмен на сотрудничество?
Sonra onu benimle çıkmaya ikna etmek üç ay sürdü. Потом ушло месяца, чтобы вытащить её на свидание.
Doğrudan ve olumsuz yönde etkilenen taraflar olarak bu projenin soyumuzu yok etmek için kasti ve hesaplanmış bir plan olduğunu düşünüyorsak kimse bizi bu nedenle suçlayamaz. Никто не может осудить нас - тех, на кого ситуация оказывает непосредственное негативное влияние - за наше мнение: строительство - это продуманный и тщательно подготовленный шаг по уничтожению коренного населения.
Yıldız filosu komutasını bir blokaj için ikna etmek çok zor olmadı. Убедить Командование Звездного Флота в необходимости установления блокады получилось относительно легко.
Çizgi filmin sonunda, Donald Duck bunun bir rüya olduğunu ve aslında Birleşik Krallık'ta yaşadığını fark etmek için uyanıyor. В конце ленты Дональд Дак просыпается и понимает, что все это было лишь страшным сном, и он все еще живет в Америке.
Seni göndermeye ikna etmek. Послать тебя в Исландию.
M'nin ilk yıldönümünü ve M - M olaylarını anmak ve herkesi sokağa davet etmek için Acampadasol bloğu da protestoların nedenlerini açığa çıkaran bir dizi çok güzel poster yayınladı. Для этого блог Acampadasol опубликовал серию удивительных постеров, глядя на которые причины протестов сразу становятся понятными.
Hayatı boyunca yaptığı en iyi şey bir şekilde seni evlenmeye ikna etmek oldu. Единственная стоящая вещь, что он сделал - уговорил тебя выйти за него.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.