Sentence examples of "ilgisi olduğunu" in Turkish

<>
Lekenin, davayla ilgisi olduğunu mu düşünüyorsun? Думаете эти пятна связаны с нашим делом?
Hala şu soygunla bu olayın bir ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Но я всё равно не вижу связи с ограблением.
Bay Blunt'ın iki ölümle de ilgisi olduğunu mu düşünüyorsunuz? Вы думаете, мистер Блант причастен к обеим смертям?
Annenin ölümüyle babanın ilgisi olduğunu kanıtlayan bir delil var. Есть доказательства его участия, в смерти твоей матери.
Her şeyin parayla ilgisi olduğunu düşünüyorsun. Ты думаешь это всё из-за денег?
Yani bunun pokerle bir ilgisi olduğunu mu söylüyorsun? Прекрасно. Так ты думаешь, это из-за покера?
Bu içki işinin bizim çocuğun cinayetleriyle bir ilgisi olduğunu sanmıyorum. Я не думаю, что ликёр как-то связан с убийствами.
Bunun gururla ilgisi olduğunu sanmıyorum. Seni uyarıyorum. Думаю, гордость тут ни при чём.
Sizler onun Chuck'ın kaybolmasıyla bir ilgisi olduğunu mu düşünüyorsunuz? Вы думаете что это имеет отношение к пропаже Чака?
Bunun Batman'le ne ilgisi olduğunu hâlâ anlamadım. Я не понимаю, причем тут Бэтмен.
Program karşıtı öğrenciler değişikliklerin sadece eğitim masraflarını gizlemek için yapılan bir yol olduğunu iddia etti. Выступающие против программы ученики утверждали, что предложенные изменения были всего лишь замаскированным способом сократить расходы на образование.
Hayır, bunun yaşla ilgisi yok. Нет. Возраст тут не при чём.
Öldürülmeden hayır diyebilmenin ne demek olduğunu anlıyor musunuz? Каково это, сказать "нет" и не быть убитым?
Ve parayla ilgisi yok mu? И не замешаны никакие деньги?
Oğul Arash Azizi, babasının bir üst mahkemeye başvuruda bulunmuş olduğunu söyledi. Араш Азизи заявил, что его отец подал апелляционную жалобу на решение суда.
Ama bunu şarapla bir ilgisi yok. Но вино тут ни при чем.
Kanun yapıcılar, bu maddenin Anayasanın bütün Ugandalıların kanun karşısında eşit olduğunu öngören. ve. maddeleriyle ters düştüğünü savunarak yaşından küçük ve yaşından büyük adayların da seçime katılmalarını mümkün kılmak istiyor. Bu durumu eleştirenler ise bu tasarının yalnızca Museveni'yi hayat boyu cumhurbaşkanı yapabilmek için öne sürüldüğünü düşünüyor. Парламентарии намерены внести изменения, допускающие до участия в выборах кандидатов, чей возраст не достиг лет и превышает лет, настаивая на том, что действующий закон противоречит статьям и Конституции, согласно которым все граждане Уганды равны перед законом.
Ajan Lisbon'un bu konuyla hiç bir ilgisi yok. Агент Лисбон не имеет к этому никакого отношения.
"Yüksek sesle konuştuğumuz için mi, yoksa dar görüşlü insanlar olmadığımız için mi bilmiyorum. Otobüsteyken, bir jinekologla yüksek sesle konuşabiliriz.... Arjantinliler psikanalize tabi olurlar, birinin partnerinin hayatıyla ilgili analiz yapıyor olduğunu duymak yaygındır." Можем в автобусе в полный голос обсуждать свои проблемы с гинекологом.... Аргентинцы часто обращаются к психоаналитикам, так что можно часто услышать кого - нибудь, анализирующего жизнь своего партнера ".
Bunun seksle bir ilgisi yok. Секс тут не при чём.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.