Sentence examples of "kaynağı" in Turkish

<>
Her su kaynağı da, farklı karışımlarda diyatom içerir. И каждый источник воды имеет свою примесь диатомовых водорослей.
Sahip olduğum her şeyin kaynağı oydu. Tüm iyi şeylerin ve tüm korkunç şeylerin. Она была источником всего для меня - всех хороших вещей и всех пугающих.
TMI bu yüzden ikinci kaynağı bekliyor. Вот почему TMI ждали второго источника.
Javadi sadece bir istihbarat kaynağı olmayacak. Джавади не будет только нашим агентом.
Kaynağı ne olursa olsun, bu değerli bir taş ve ben de bir kuyumcuyum. Откуда бы он не взялся, это камень, а я занимаюсь драгоценными камнями.
Paranın kaynağı hakkında bir şeyler yapmadık ama bir dedikoduya göre babası bazı kişiler için önemli biriymiş. Мы не нашли источник средств, но ходили слухи, что его отец был кем-то важным.
Eğer herhangi bir su kaynağı bulursa haberim olacak. Дайте знать, если найдете любой источник воды.
Teknoloji dağıtımı mahvediyor internet de artık haberlerin ve yorumların özgün kaynağı durumunda. Первую скрипку играют технологии, где интернет становится источником новостей и аналитики.
Kazandaki protoplazmayı enerji kaynağı olarak kullanıyorlar. Liderin ayini tamamlamak için saf iyi bir ruhu alması gerekiyor. Они используют протоплазму, находящуюся в чане в качестве источника энергии, чтобы завершить свой ритуал.
Bu gezegende bir başka Energon kaynağı daha saklı. На этой планете спрятан еще один источник энергона.
Ve ikisinin kesiştiği yer ateşin kaynağı mı oluyor? И место пересечения двух окружностей является источником выстрела?
Eğer böyle iki güçlü bilgi kaynağı birleşirse türünün sahip olmadığı net görme yetenekleri verecektir. Если соединить таких мощных источника знаний, они дадут видение за пределами вашего понимания.
Ama tek su kaynağı da kardır ve Asya develeri kar yer. Но снег - единственный источник воды, поэтому верблюды едят его.
Bir trikorder veya taşınabilir enerji kaynağı gibi bir şey mi taşıyorsun? У тебя есть трикодер или еще что-то с портативном источником энергии?
Ancak Zaman Savaşı'nda Dalekler evrim geçirdi ve böylece onu güç kaynağı olarak kullanabildiler. Но в течение Войны Времени далеки приспособились использовать её в качестве источника энергии.
Pekala, eyalet kuralları diyor ki evde en az bir su kaynağı... По законам штата у вас должен быть как минимум один источник водоснабжения...
Verilerin ana kaynağı, Palomar Gözlemevi Gökyüzü Araştırması (POSS) mavi baskılarıdır. Основным источником данных являются отпечатки в синем цвете Паломарского Обзора Неба ("POSS").
"Doğal vitamin ve mineral kaynağı." "Натуральный источник минералов и витаминов".
1877'de Hindistan bürosundan emekli olmasının ardından yazarlık onun gelirinin ana kaynağı olmuştur. После своего ухода с занимаемого поста в Управлении по делам Индии в 1877 году перо писателя стало главным источником дохода Маркема.
O kitap benim için yepyeni bir gelir kaynağı. Эта книга для меня - новый источник дохода.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.