Sentence examples of "konusunda ikna" in Turkish
Bu yılın sonbahar aylarında, Kırgızistan milletvekillerini kız - kaçırma'ya karşı cezaların geliştirilmesi konusunda ikna etmeyi amaçlayan yeni bir kampanya başlatıldı.
Еще одна кампания, которая была начата этой осенью, пытается убедить депутатов внедрить более жестокие наказания за похищение невест.
Bu süre zarfı içinde sizi kumarhanemin kokusu konusunda ikna etmeye çalışırım. Evet.
А пока что, чтобы смягчить ваше недовольство запахом в моем казино...
Bunun tek yolu da Julia'yı yumurtayı buraya getirmesi konusunda ikna etmen.
Единственная призрачная возможность, это если ты убедишь Джулию доставить яйцо.
Belki Paul ve sen onu evini satma konusunda ikna etmiş ve koruma altına almak için bir yere saklamışsınızdır.
Я подумала, может вы с Полом уговорили ее продать дом, и спрятали ее где-нибудь в укрытии.
Seni Cadılar Bayramı'nı sevme konusunda ikna edemediğim için üzgünüm.
Прости, что не смог тебя заставить полюбить Хэллоуин.
Ben hâlâ bu belgelerin ne olduğu ve bu davayla bir alakalarının olup olmadığı konusunda ikna olmadım.
Я все еще не убеждена, что эти документы, вообще имеют отношение к этому разбирательству.
Bu sonunda beni durumun ciddiyeti konusunda ikna etti.
Это окончательно убедило меня в серьёзности ситуации.
1937 yılında bitirdi. Donovan bir gazeteci olmak istiyordu fakat babası onu hukuk okuması konusunda ikna etti ve 1937 sonbaharında Harvard Hukuk Okuluna
Он хотел стать журналистом, но его отец убедил его изучать право на Юридическом факультете Гарвардского университета, начиная с осени 1937 года.
Niyetinin iyi olduğu konusunda dişiyi ikna etmesi lazım.
Он должен убедить самку в своих хороших намерениях.
yılı aşkın bir ayrımın ardından Küba ile diplomatik ilişkilerin devamı konusunda ABD Başkanı Barack Obama'nın şaşırtan bildirisi adadaki birçok Kübalı ve uluslararası topluluklar tarafından iyi karşılandı.
Эта статья является частью нашей специальной рубрики "Куба - США: новое начало".
Ancak kızın ve annesinin "uygunsuz" kıyafet açısından uyarılıp uyarılmadığı konusunda sessiz kalıyorlar.
Но они умолчали о том, обратили ли именно они внимание девушки и её матери на "неприличный" наряд.
Eğer durum buysa, onlara sağladığın yardımı askıya alma konusunda seni ikna edebileceğimizi umuyoruz.
Если это так, мы надеемся, что можем убедить вас не оказывать помощи.
Neler olacağı konusunda çok farklı bazı görüşler mevcut.
Есть противоположные мнения о том, что произойдет.
Hım, güzel, tablolar hakkında konuşuyorsunuz. Lacivert konusunda haklıydın.
Говоря о картинах, ты был прав насчет ультрамаринового синего.
Yılan onları, her şeye gücü yeten Tanrı ile eşit olacaklarına dair ikna etmişti.
Он убедил их, что они.. могли бы стать равным самому Господу Богу.
Açıkçası istihbarat komitesinin Arthur ve onun eylemleri konusunda ciddi şüpheleri var.
У комитета по расследованию дурные предчувствия насчёт Артура и его действий.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.
Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.
Advert