Sentence examples of "miktarda" in Turkish

<>
Bu miktarda bir parayı bir yere yatırıp öylece bırakmazlar, değil mi? Не может программа взять такую сумму И просто оставить в одном месте.
Vargas'ın kanında yüksek miktarda iblis zehri çıktı. Огромное количество яда демона в крови Варгас.
LAPD, Scott'un aracında fazla miktarda ilaç buldu. Полиция обнаружила большое количество лекарств в машине Скотта.
Bu, çok miktarda para ve rekabetçi ruh gerektirir. Такое хобби требует больших вложений и наличия соревновательного духа.
İşte biletin ve seni rahatça geçindirecek miktarda para. Вот билет и достаточно денег на безбедную жизнь.
Evet, bol miktarda kamera karşısında seks yapmalarını istemek dışında. Да, кроме обильного количества свободного секса, на камеру.
Her birinde farklı miktarda değişken bulunan üç kategori var. Здесь три категории, с разным количеством переменных каждая.
Aile, üniversiteye yüklü miktarda bağış yaptı. Семья довольно много жертвовала в пользу университета.
Aynı miktarda iş yapmış olacağız. Ama karşılığında çok daha havalı ve harika şeyler alacağız. Мы работали бы столько же, но получали бы большее удовольствия от крутых вещей.
Vücutta doğal olarak az miktarda bulunan bir retinoiddir ve bu A vitamini ile ilgili olduğu anlamına gelir. Это ретиноид, то есть он связан с витамином А и содержится в небольших количествах в организме.
Bunky Collier'a büyük miktarda borcu var. Он задолжал большую сумму Банки Кольеру.
Hayır, bu normal miktarda yeşil ışık. Не, это нормальное количество зеленого света.
Bir basın bülteninde Eminem, Dr. Dre'yle birlikte hatırı sayılır miktarda şarkı yaptıklarını ve "Relapse 2 "'nin çıkmasıyla herkesin en iyiyi alacağını söyledi. В пресс-релизе Эминем рассказал, что он и Dr. Dre записали большое количество песен и, таким образом, выпустят 2 альбома.
Teklifimizin şartlarına bakacak olursanız, mülkünüze hiçbir sondaj ve çıkartma etkisi görünmeden, ciddi miktarda ödeme alacağınızı görebilirsiniz. По предлагаемым нами условиям вы получаете значительную сумму без какого-либо ущерба для вашей собственности из-за бурения и добычи...
Türk vatandaşlarının banka hesaplarında akıl almaz miktarda dolar var. На банковских счетах граждан Турции имеется невероятное количество долларов.
O, benden büyük miktarda para talep etti. Он потребовал у меня крупную сумму денег.
Yeni gelişmiş kömürümün miktarı, bana aynı miktarda aleladeden veya bahçe çeşidinden daha fazla enerji veriyor. Новый сорт угля будет давать больше энергии, чем то же количество обычного или древесного угля.
Biliyorum tatlım, ama Evelyn ikna edici miktarda para önerdi. Знаю, милая, но Эвелина предложила убедительную сумму денег.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.