Sentence examples of "o" in Turkish with translation "его"

<>
Iyi de o burada degil ama sahsima ait sebeplerden dolayi ben buradayim. Но его здесь нет, а есть я. По моим собственным причинам.
Anladım, o zaman döndüğünüzde gelip ziyaret edebilirsiniz. Вы можете приехать навестить его, когда вернётесь.
Bu tüyler artık benim, o değil. Теперь эти крылья мои, не его.
Sadece o gelmiyor, sen de geliyorsun. Не только его, ты тоже едешь.
Ray, bu ordu eğitimiyle o olması kesinlikle mümkün. Рэй, с его военной подготовкой это вполне возможно.
Şimdi o penayı yavaş yavaş buraya gönderin bakalım. Теперь бросайте его сюда, медленно и красиво.
O zaten bu elde çalındı Başka bir tane seç. Его в этом раунде уже крали. Выбери другой подарок.
Ama o günden bugüne kadar sicili tertemiz. Но с тех пор его досье безупречно.
Ama o doğduktan sonra, organlarımın yerlerini yeniden düzelttiler. Но после его рождения пришлось восстанавливать большинство моих органов.
Görünen o ki, düşmanı Red'in her şeyini kaybetmesini istiyor. Похоже, его враг хочет, чтобы он потерял всё.
Işığı söndür. Devon, neden o şeyi partime getirdin? Olamaz. Туши свет! Девон, зачем ты взял его на мальчишник?
Çıktığı kızlar o kadar büyüktüler ki, gerçek sığırları andırıyorlardı. Потому что все его девушки были, как рогатый скот.
İhanet etmesine neden olacak bir şey varsa, o da Luann olur. Если что-то и могло заставить его сделать это, то это Луэнн.
Hub amcamı kurtardın, o arada yüzlerce kilo altın mı taşıyordun? Ты спас дядю Хаба? Освободил его с золотом в руках?
Ve o orospu, Bob Stone denir! А зовут его Боб Стоун, сучка!
Tanrı her gün o havayı sana veriyor. Будто Бог дает тебе его каждый день.
O gitti diye sinirlenmiştim o yüzden Paul bizi çatı katına davet ettiğinde Gabi ile ikimiz gitmeye karar verdik. Я рассердилась из-за его ухода, и когда Пол пригласил нас к себе, мы с Габи согласились.
Yalnız bir yaşam süreceksiniz. Çünkü o, burada hiçbir zaman hoş karşılanmayacaktır. Ты будешь жить одиноко, потому что здесь его никогда не примут.
Sen ve o çocuk, toyluk değil de ne? Ты и как там его - это не наивно?
Tavanın yüksekliği belki üç metre ve o neredeyse tavana değiyordu. У меня трёхметровый потолок, а он его почти доставал.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.