Sentence examples of "olay çıkarmak" in Turkish

<>
Olay çıkarmak gibi bir niyetim yok. Я не хочу устраивать здесь сцен.
Katil Müslüman olsaydı, Batılı basın İslama ve Müslümanlara savaş açardı ama katil onlardan biri diye, sadece olay olarak görülüyor. Если бы убийца был мусульманином, западные СМИ развернули бы войну против ислама и мусульман, но так как убийца был одним из них, то это просто происшествие
Toshiko'yu çıkarmak için yardımın gerek. - Ya Owen? Нам нужно, что бы ты помог освободить Тошико.
Fakat fark edilebileceği üzere, gerçek olay bu değil. Как и можно было ожидать, однако, настоящим Starbucks тут и не пахло.
Hepsini çıkarmak ister misin? Хочешь снять всё это?
Bu olay onu son derece rahatsız etti ve utandırdı. Этот инцидент оставил её крайне обеспокоенной и смущенной.
Bu da gözü çıkarmak için çok geç kaldığımız anlamına gelir. И это значит, что глаз удалять уже слишком поздно.
O olay gerçekleşmeden önce evleri iyice öğrenseydim, yardımı olurdu. Намного легче, если я видела их еще до случившегося.
Er ya da geç ağzındaki baklayı çıkarmak zorunda kalacaksın, Finch. Финч, рано или поздно тебе придётся выпустить кота из мешка.
Zaten son günlerde evde meydana gelen ilk garip olay bu değil. Это не самое странное происшествие в этом доме в последнее время.
Kurşunu elinle çıkarmak zorunda kalacaksın. Тебе придется доставать пулю вручную.
Bu benim olay mahallim. Benim uzlaşmam. Это моё дело, мои переговоры!
Değiş tokuşu yapmadan önce senin pestilini çıkarmak hoşuma gitmiyor. Не хочу замучить тебя прежде, чем произойдет обмен.
Olay yerinden yeni geldim. Только с места преступления.
Eminim bir sen gibi kurnaz onun keten kuş boku çıkarmak için bir yol bulabilirler. Я уверена, ты также хитро найдёшь способ удалить птичье дерьмо из его белья.
Oswald Danes'in hayatta kalmasının çok daha büyük bir hikayenin içindeki, ilk olay olduğu ortaya çıktı. То, что Освальд Дэйнс выжил, стало первым случаем в череде гораздо более интересных событий.
Şimdi ise Hamza geri dönmeden önce onu oradan çıkarmak zorundayız. Мы должны её вытащить оттуда, пока не вернулся Хамза.
Bu yıllık bir olay, Agent Bellamy. Агент Беллами, это дело -летней давности.
Kurşun çıkarmak kaygan zeminde yürümeye benzer. Пулю достать - это скользкий путь.
Burası da benim olay yerim. А это - моё дело.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.