Sentence examples of "onu yakaladığımda" in Turkish

<>
Hayır, henüz yok. Ama onu yakaladığımda çok pişman olacak. Нет, но плохо будет вору если я его поймаю.
Ve onu yakaladığımda da derdim ki... А догнав его, сказал бы:
Lütfen onu bana geri verebilir misiniz? Вы не могли бы его вернуть?
Birçok kişi aşırı sağla girdiği flörtün mağlubiyetini azalttığını söylüyor, birçoğu da bunun aksine bunun seçmeninin onu terketmesinin nedenlerinden biri olduğunu düşünüyor. Одни считают, что такое решение принесло ему больше голосов, сделав его поражение не таким сокрушительным; в то время как другие убеждены, что его обращение к крайне правым темам стало одной из причин, по которым электорат от него отвернулся.
Fakat insan hakları ve özgürlüğüne olan tutkusu onu demir parmaklıklara tıktı. Но его страсть к правам и свободам человека заковала его в цепи.
Bu olay onu son derece rahatsız etti ve utandırdı. Этот инцидент оставил её крайне обеспокоенной и смущенной.
Evet. Onu ben bulmadım. Я ее не находил.
Onu iyi tanır mıydınız Sayın Vali? Вы хорошо знали её, губернатор?
Evet, onu camdan gördüm. Я видела его из окна.
Sadece bir Amazon onu yenebilir. Только амазонка может победить его.
Evet onu tanrı kilitledi. Да. Он запер её.
Onu senin muhbir yapman gerekiyordu. Ты должна была его завербовать.
Varsayımı da senin onu tersanenin kapanması konusunda zorladığın. Предположение что ты заставил его, закрыть верфь.
Onu bir motorsiklet barında bulmuştum, bildiği bir şey yok. Я нашла его в байкерском баре. Он ничего не знает.
Isaac, onu hiçbir yerde bulamıyorum. Komşularına soralım. Исаак, она испарилась, надо спросить соседей.
Onu kendi odasına almış. Konuşamıyormuş, elleri yokmuş; Он взял его жить к себе в комнату.
Sadie, onu yatağa ben götürebilirim. Сэйди, я могу его уложить.
Onu benim öldürdüğüme asla inanmazlar. - Silah. Никто не поверит, что я убил его.
Bu sebeple onu göndermişler. Doğduğunu bile kabul etmiyorlar. Поэтому его отдали, отрицая факт его рождения.
Asyada bir Çin destroyer'ına el koymuş ve sonra onu kanal üzerinden uzaktan yönlendirmiş olmalı. Должно быть он присвоил китайский эсминец в Азии и управлял им в удаленном режиме.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.