Sentence examples of "ortaya çıkana" in Turkish

<>
Teğmen Jones ortaya çıkana kadar. Пока не появился лейтенант Джонс.
yaşında Uluslararası Özel Güvenlik'in Kıdemli Başkan Yardımcısı ortaya çıkana dek başka kaydı yok. Он вновь объявляется в возрасте лет в качестве старшего вице-президента Private Securities International.
Sen de iyi gidiyordun. Küçük Frodo Jenkins ortaya çıkana kadar. Но ты тоже справлялся пока не появился маленький Фродо Дженкинс.
Evet, Jack Sinclair ortaya çıkana kadar. Да, пока не объявился Джек Синклер.
Biz ortaya çıkana kadar. Пока не появились мы.
Hepsi Ken'in suçuydu. Ken Song ortaya çıkana kadar hiç kavga bile etmemiştik. Eğer Ken olmasaydı, benim... Это всё ошибка Кена мы никогда не ругались, пока не появился Кен если бы не он...
Sürdürülebilirlik Hikayeleri blogu ile yaptıkları bir mülakatta, standart Porto "adalarına" yaptıkları turların çok popüler olduğunu söylüyorlar. Bu adalar, "Sanayi Devrimi sırasında şehre göçen ucuz işgücüne yaşam alanı olarak ortaya çıkmış." В интервью для Sustainability Stories Blog они рассказывают, что один из наиболее популярных туров ведет на типичные "острова" Порто - многоквартирные дома, которые "появились во время промышленной революции как способ размещения дешевой рабочей силы, прибывающей в город".
Tabii kendi numaraları çıkana kadar... пока не совпали её числа.
Bu haftasonu Madridliler, başbakan Mariano Rajoy'un ortaya çıkan yeni yolsuzluk iddialarını protesto etmek için sokaklara döküldüler. В прошедшие выходные жители Мадрида в массовом порядке вышли на улицы, чтобы показать премьер - министру Мариано Рахою свою ярость в свете новых обвинений в коррупции.
Evet? Gökte ilk yıldız çıkana kadar kimse Noel arifesinde bir şey yiyip içmesin. Нельзя пить и есть в сочельник, пока первая звезда не загорится в небе.
Oswald Danes'in hayatta kalmasının çok daha büyük bir hikayenin içindeki, ilk olay olduğu ortaya çıktı. То, что Освальд Дэйнс выжил, стало первым случаем в череде гораздо более интересных событий.
İdama mahkumsun ve canın çıkana dek asılı duracaksın. Öldün, öldün, öldün! Вас повесят, капитан, и вы будете висеть, пока не умрете.
Talia onu haftalarca orada tuttu sonra biz ortaya çıktık diye bir anda kendine mi geldi? Он был у Талии недели и неожиданно она его оставляет, как только мы появились?
Bu sulardan çıkana kadar hepimiz çift vardiya çalışacağız. Двойные смены, пока не минуем эти воды.
Adam da demiş ki: Tanrı hiç ortaya çıkmadı. Он говорит, "Бог так и не появился.
Sadece ben çıkana kadar. Пока я не выйду.
Bana bunun da senin maymun iştahlılığın sonucu ortaya çıkan bir şey olmadığını bunu yaparak nelerden vazgeçtiğini bildiğini kanıtla. Докажи мне, что это не просто еще одна из твоих прихотей что ты знаешь от чего отказываешься.
Bir tavaya dökün, kirazları üzerine dağıtın ve hamura geçirilen şiş temiz şekilde çıkana dek pişirin. Поместить в сковороду, насыпать вишенки сверху и запекать, пока шампур не начнёт легко выскальзывать.
Babanın ortaya çıkma ihtimaline karşı bir ajanı burada bırakıyorum. если ваш отец объявится, я ухожу из агентов.
Sen bu evden çıkana kadar da bir şey olmayacak. И ничего не будет пока не уйдешь из дома.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.