Sentence examples of "ortaya çıkarmak" in Turkish

<>
Ben de bu hikayeleri ortaya çıkarmak istiyorum. Я просто хочу опубликовать все эти истории.
Bir yalanı ortaya çıkarmak için'den fazla mikro ifade olduğunu biliyor muydun? Знаете ли вы, есть более микро-выражения что может предать ложь?
Emma'nın sırrını ortaya çıkarmak sadece bir başlangıçtı. Поскольку раскрытие секрета Эммы - только начало.
Anna Beşinci Kol'u ortaya çıkarmak için onu kullanıyor olabilir. Анна может использовать его для борьбы с Пятой колонной.
Öğrenci eziğiyken de ülkenin sırlarını.... ortaya çıkarmak için hazırdın. Вы готовы выдать секреты своей страны из-за издевательств в школе.
Hunter, ikinizden birine borçlu olduğu için Arlo'nun peşine düştüyse, bunu ortaya çıkarmak pek de zor olmaz. Будет нетрудно узнать, не в долгу ли Хантер перед одним из вас. Вот и мотив убить Арло.
İstihbaratın amacı gerçeği ortaya çıkarmak, inandığımız şeyi doğrulamak değil. Цель разведки найти правду, а не подтверждение нашим заблуждениям.
Doğanın sırlarını ortaya çıkarmak için başka yollar aradı. Он искал способы заставить природу раскрыть свои секреты.
Böyle bir lakabı ortaya çıkarmak... Променять их на такое прозвище...
Karanlık tarafını ortaya çıkarmak istiyorsan mahzuru yok. Это нормально, показать свою тёмную сторону.
Kardeşini ortaya çıkarmak istediler. Они хотели забрать брата.
Bazı şeyleri ortaya çıkarmak yerine toz içinde bırakmak daha iyidir. Иногда лучше просто дать вещам пылиться, чем выбрасывать их.
Onları ortaya çıkarmak yerine saklamayı tercih etmenizin bir sebebi var mı? Есть ли причины прятать их вместо того, чтобы раскрыть их?
Hükümete direnme çağrısı yaptı, yolsuzluğu ortaya çıkarmak için. Он призывает правительство сделать заявление, избавиться от коррупции.
Bu hikâyeyi ortaya çıkarmak için, Mısır'daki Sahra çölünün kavrulmuş "sarı" lığını ziyaret etmek zorundayım. Чтобы узнать эту историю, мне предстоит посетить суровую, выжженую солнцем.. пустыню Сахара в Египте.
Avını ortaya çıkarmak için çok erken. Слишком рано, чтобы спугнуть добычу.
Bu aletleri alelen ortaya çıkarmak Bay Stark'ın adını temizlemeyecek. Публичное обнаружение этих предметов не очистит имя мистера Старка.
Aranızdaki bağlantıyı ortaya çıkarmak için hayatını didik didik eden dedektiflerim var. Мои детективы копаются в вашей жизни, ищут связь между вами.
Sürdürülebilirlik Hikayeleri blogu ile yaptıkları bir mülakatta, standart Porto "adalarına" yaptıkları turların çok popüler olduğunu söylüyorlar. Bu adalar, "Sanayi Devrimi sırasında şehre göçen ucuz işgücüne yaşam alanı olarak ortaya çıkmış." В интервью для Sustainability Stories Blog они рассказывают, что один из наиболее популярных туров ведет на типичные "острова" Порто - многоквартирные дома, которые "появились во время промышленной революции как способ размещения дешевой рабочей силы, прибывающей в город".
Toshiko'yu çıkarmak için yardımın gerek. - Ya Owen? Нам нужно, что бы ты помог освободить Тошико.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.