Sentence examples of "paranın" in Turkish

<>
Onca paranın bir yerde aklanması lazım. Все эти деньги должны где-то отмываться.
Woods, polisin, paranın sadece yarısını bulduğunu öğrenmiş olmalı. Вудс узнал, что полиция конфисковала только половину его денег.
İşe yarar parmak izi veya DNA yok ama paranın seri numarası iki gün önceki zırhlı araba soygunundakilere uyuyor. Следов ДНК нет, но серийный номер соответствует деньгам, украденным при налёте на инкассаторов два дня назад.
O tecavüz karşılaştırmaları her zaman işe yaramaz ama az önceki paranın üzerindeydi. Эта аналогия изнасилования не всегда работает, а вот с деньгами проходит.
İsviçre'deki bir banka hesabına paranın yarısını yatırdım ve karşılığında bir telefon numarası aldım. Перевела половину суммы на счет в швейцарском банке, а взамен получила номер.
Kim oldukları, kontrol ettikleri politikacılar ve paranın nereden geldiği. Кто они, каких политиков контролируют, откуда приходят деньги.
Paranın yarısını, evin yarısını, yarıyarıyanın yarısını. Половину денег, половину дома, половину половины.
Paranın sizde olduğunu, bizim gibi o üç adam da biliyor. Те трое не хуже меня знают, что деньги у вас.
Bugün, paranın gerçek bedelini ve gerçek değerini göreceksiniz. Сегодня, вы увидите истинную стоимость и значение денег.
Müfettişlerimiz paranın izini bulmaya çalıştı fakat yurtdışına bir yere transfer edilmiş. Наши следователи пытались их отследить, но деньги перевели за границу.
Voznesenski, bankaya ait olan posta ofisinde çalıştığı için paranın ne zaman arabayla Devlet Bankası'nın Tiflis koluna aktarılacağını gösteren bir programa erişebiliyordu. Вознесенский работал в почтовом отделении Тифлисского банка, что давало ему доступ к секретным графикам перевозки денег в Тифлисское отделение государственного Банка.
Ölü, bize paranın nerede olduğunu veya suçu kimlerle birlikte işlediklerini söyleyemez. Мертвым он не скажет, где деньги и кто был его партнером.
Ama Bay McAvoy paranın kaybolduğunu öğrendi ve Bay Lennox'u parayı almakla suçladı. Но мистер Макэвой обнаружил пропажу денег и обвинил в этом мистера Леннокса.
O paranın gün içinde Cook İlçesi Vergi Dairesine yatırılması gerek. Деньги нужно внести в налоговую округа Кук в течение дней.
Ha, yani siz paranın tüm kötülüklerin temeli olduğunu düşünüyorsunuz. Значит, вы считаете, что деньги - сущность зла.
Dünyanın benim olduğunun ve alınan paranın kazanılan paradan iki kat daha tatlı olduğunun farkına vardım. Я понял, что мир принадлежит мне. А отнятые деньги в два раза приятнее заработанных.
Bu bir yeminli yazılı ifade, Gerard'a verdiğin paranın ödünç para olduğunu belirtiyor. Письменные показания, подтверждающие, что ты дал Жерарду те деньги в долг.
Ya da ölü bir adamın yerde yatıp kimsenin içeride olmaması ve bütün paranın gitmiş olması mı? Или просто мертвый мужик лежит на полу, внутри никого, и все чертовы деньги пропали?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.