Sentence examples of "sahip değilsin" in Turkish

<>
Gerekli çoğunluğa sahip değilsin. Ты не набираешь кворум!
İhtiyacın olan aletlere veya anlayışa sahip değilsin henüz. У тебя пока нет понимания, которое необходимо.
Ama bitmiş bir programa sahip değilsin. Но Вы не имеете законченной программы.
Burada hiçbir yetkiye sahip değilsin. У вас нет здесь полномочий.
Bu olay için yeterli tecrübeye sahip değilsin. У тебя недостаточно опыта для такого дела.
Burada, üzerimde hiçbir hakka sahip değilsin. У тебя нет здесь надо мной юрисдикции.
Bunun için gerekli yetkiye sahip değilsin... Но у тебя же нет допуска...
Çocuk yetiştirecek beceriye sahip değilsin. Ты не способен вырастить ребёнка.
Bu sırra sahip değilsin. Ты не владеешь секретом.
Dünyayı doğrudan mutlu ve zengin bir yer yapmak yerine alternatif olarak anaerkil düzeni öneren bir dergi. Belki bir şeyleri değiştiren zamandır ve bu kadınlar güce gerçekten sahip kadınlar. Это журнал, который предлагает матриархат в качестве альтернативы, для того, чтобы сделать мир счастливым и процветающим местом, возможно, пора изменить положение вещей таким образом, что именно женщины будут иметь власть.
Haklı değilsin ve ben de sinirli değilim. Ты не прав. И я не злюсь.
Benim oyum olmazsa, çoğunluğa sahip olamayacak mısın? Без моего голоса у тебя не будет большинства?
Açıkçası ben öyle düşünmüyorum, belli ki sen de öyle biri değilsin. Очевидно, я так не считаю, и ты явно не такая.
Beyaz şortlu, Ken bebeği saçlarına sahip hoş bir çocukla çıkmanın hiçbir yanı yanlış değil. А что такого плохого в милом парне в белой рубашке и причёской как у Кена?
Niye telsizin başında değilsin o zaman? Тогда почему ты не у радио?
Varlık sahibi olmanın tek onurlu yolu ona doğuştan sahip olmak. Единственным достойным способом накопить богатство это получить его после рождения.
Bilimkurgu manyağı değilsin, değil mi? Надеюсь, ты не фанат фантастики?
Kalbime, aklıma ya da ruhuma asla sahip olamazsın. Вам никогда не получить моего сердца и моей души.
Oyuncu değilsin. - Evet. Ну, ты не игрок.
Şu anda, günümüzde sahip olduklarımızdan üslü katlar seviyesinde daha hızlı işlem yapabilen bir süper bilgisayar üzerinde çalışıyorum. Прямо сейчас я работаю над суперкомпьютером, производительность которого по порядку возрастания величин быстрее, чем что-либо сегодня.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.