Sentence examples of "sinyal" in Turkish

<>
Happy, sinyal hala sabit değil. Хеппи сигнал все еще не стабильный.
Becky, telsiz iletişimini düzenleyecek ve sinyal bozucuyu hazır tutacak. Бекки следит за связью и держит прерыватель сигнала под рукой.
Menzili pek geniş değil, ama belli bir uzaklıkta sinyal veriyor. Радиус действия небольшой, но на определённом расстоянии он даёт сигнал.
Bu boktan yerde hiç sinyal çekmiyor! В этой дыре даже сигнала нет.
Anlaşılan implant, takılı olduğu kişiyi sim kartların etkisinden koruyan bir tür karşı sinyal yayıyor. Похоже, имплантат отправляет какой-то сигнал, защищающий от воздействия волн, посылаемых с SIM-карт.
Mesajınızı kaydetmek için sinyal sesinde sonra konuşmaya başlayın. Чтобы записать сообщение, начните говорить после сигнала.
Pekâlâ, bu sabah Şeytan Gölü, North Dakota'dan bir sinyal aldık. Итак, мы получили сигнал этим утром. Дэвилс Лэйк, Северная Дакота.
Ayrıca dakika önce yeni bir şarj cihazı almış. Ama telefonundan henüz sinyal gelmiyor. А также купила новый зарядник минут назад, но сигнала телефона ещё нет.
Bu sinyal dünyanın herhangi bir yerinden gelmiş olabilir. Тот сигнал могли послать из любой точки мира.
Tüm ekipler, Courtland ve Baker caddesinin köşesinden numaralı sinyal aldık. Всем подразделениям: мы получили Сигнал на углу Кортленд и Бэйкер.
Üstad, düşman gemisinin yanında bir sinyal alıyorum. Учитель, я обнаружила сигнал возле вражеского судна.
Evet, Kurt'ün alıcısı başka bir kameradan sinyal alıyor. Да, ресивер Курта получил сигнал от другой камеры.
Sanırım veri dosyalarını yollamak için çok fazla sinyal gerekiyor. Видимо, нужен мощный сигнал, чтобы посылать данные.
En ufak bir sinyal alabilmeniz için mil gitmeniz gerekiyor, ayrıca cep telefonları teleskopları engelliyor. Тебе придётся проехать миль, чтобы получить намёк на сигнал, и мобильники мешают телескопам.
Efendim, paralı askerlerin gemisinden bir çeşit sinyal alıyoruz. Сэр, мы принимаем какой-то сигнал с корабля наемников.
Uçağın savunma sistemlerini hacklemek için gönderdikleri güçlü, kesintisiz sinyal yüksek rakım ihtiyacı doğurmuş olmalı. Чтобы взломать защиту самолета, им бы пришлось преодолевать огромное расстояние, посылая непрерывный сигнал.
S.H.I.E.L.D. içindeki Hydra üyeleri için bir tür sinyal olmalı bu. Это должно быть какой-то активационный сигнал для членов Гидры внутри Щ.И.Т.
Sinyalin bant genişliği 10 kHz'in altındadır (çıktıdaki her sütun 10 kHz genişliğinde bir kanala tekabül etmekte olup, sinyal sadece tek bir sütunda görülmektedir). Ширина сигнала составляла не более 10 кГц (поскольку каждая колонка на распечатке соответствовала полосе в 10 кГц, а сигнал присутствует только в одной-единственной колонке).
Bir mutantın peşindeyken, beyni bir aktarma istasyonu aracılığıyla sinyal gönderiyor ve mutantın koordinatları buradan çıktı olarak geliyor. когда он обнаруживает мутантов, его мозг посылает сигнал через реле, и координаты их местонахождения фиксируются здесь.
Tamamdır, sonunda işe yarayan bir sinyal bulduk: Jazz yapan eller. Итак, мы наконец-то нашли сигнал, который работает - джазовый ручки.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.