Sentence examples of "son derece" in Turkish

<>
Bu olay onu son derece rahatsız etti ve utandırdı. Этот инцидент оставил её крайне обеспокоенной и смущенной.
Efendim, Askeri Mahkeme'de bir sivilin varlığı son derece usulsüz. Сэр, присутствие гражданского лица на военном трибунале крайне некорректно.
Suriye pasaportum olmasaydı, "Duvara yakın bekler misiniz hanımefendi?" gibi son derece kibar bir cümleyi asla duymazdım ve çocukluğumun okul cezalarını hatırlamazdım. Если бы не мой сирийский паспорт, я бы никогда не услышала эту крайне вежливую фразу: "Не могли бы вы подождать в стороне у стены, мисс?", и я бы не вспомнила детские школьные наказания.
Rusya'nın tüketici bilgilerinin şifrelenmesine olan düşmanlığı göz önünde bulundurulduğunda, bu araçların devlet nezdinde son derece ilgi çekici olacağından kuşku yok. В апреле в Москве прошёл первый российско - китайский форум по вопросам безопасности ИКТ, а через несколько месяцев состоялся волиновский российско - китайский форум интернет - СМИ.
Ama biz w-inanıyoruz fotoğraf son derece şüpheli olduğunu. Но мы верим, что фотографии нельзя доверять.
Programımız için desteği son derece işe yarardı. Его поддержка очень помогла бы нашей программе.
Anladığım kadarıyla, erzakınız son derece az. Насколько я знаю, припасов слишком мало.
Khan'ın müzik kulağı olmasa da onları son derece destekliyor. У Хана музыкальная глухота, но он умеет поддержать.
Size son derece kışkırtıcı resimler ve mesajlar yollamış. Она посылала вам очень откровенные картинки и СМС.
Bizim bu iş modelimizin son derece etkili olduğu kanıtlandı. Это наша бизнес-модель, которая доказала свою высокую эффективность.
Bizim ölüm aralığımızda kendisi bir barda son derece sarhoşmuş. Во время убийства он был в пабе мертвецки пьян.
İshal oldu Josh, ve son derece acı verici. У него взрывная диарея, Джош. Это невероятно болезненно.
Yörüngede bir şeylerin olması son derece can sıkıcı. Оно довольно низко, чтобы находиться на орбите.
Sıradan, son derece orantılı anlamda. В общем, очень хорошо-сложенном смысле.
Son derece şanssız olana kadar. Но однажды очень не повезло.
Kardeşim, sizin büyünüzün son derece güçlü olduğunu söylemişti. Моя сестра сказала, что ваша магия весьма впечатляет.
Çoktandır bu avdayız ve sanırım güvenli bir şekilde söyleyebilirim ki ilerlemekten mahrum edilerek son derece hakkımız yendi. Мы давно в этой охоте, и могу смело сказать, мы все ужасно расстроены отсутствием прогресса.
Az önce yaptığın son derece sorumsuzca ve aptalca bir davranıştı. То, что ты сделал - абсолютно безрассудно и глупо.
Sanatta çok sık gözlemlendiği halde gerçek hayatta son derece ender bir hikaye, değil mi Bayan Siddal? История, такая частая в искусстве, но такая редкая в жизни, а, мисс Сиддал?
Trapdoor Operasyonu son derece yüksek profilli bir sorgulama. Операция "Ловушка" была чрезвычайно громким делом.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.