Sentence examples of "tamir etmek" in Turkish

<>
Farları tamir etmek de ne demek? Что значит "чинят фары"?
Mike, tamir etmek için mesaiye kalması gerekiyor mu diye soruyor. Майк спрашивает, надо ли работать сверхурочные, чтобы восстановить его?
Bozuk bir şeyi tamir etmek için bazı şeylerden ödün vermek lazım, tamam mı? Ну да. Для того, что бы исправить что то некоторые жертвы необходимы. Верно?
Tamir etmek için uğraşıyoruz. Мы пытаемся её наладить.
Yaşam kaynaklarını tamir etmek altı ayımızı alır ve dört ay sonra oksijenimiz bitmiş olacak. Инженерам нужно месяцев, чтобы починить систему жизнеобеспечения, а кислород закончится через месяца.
Tom, tamir etmek üzereyiz. Том, вот-вот всё починим.
Hasarı tamir etmek için çok çaba sarf ettik. Мы работали круглыми сутками, чтобы восстановить повреждения.
Eskiden babanın inşaat şirketinde çalışıyordun bu yüzden bu küçük kurşun deliğini tamir etmek oldukça kolay olmalı. Ты работал в строительной фирме своего отца, так что запросто справишься с этим пулевым отверстием.
Yani hatamı tamir etmek için herkes el birliğiyle çalışıyor. Так все дружно работают, чтобы исправить мою ошибку?
Bay Chen de tamir etmek için içeri girdiğinde bunları görmüş. Войдя в квартиру починить его, мистер Чен увидел это.
Çamaşır makinesini tamir etmek için buradayım. Пришел, чтобы починить стиральную машину.
Gaz kelebeğini tamir etmek çok zevkliydi. Мне очень понравилось ремонтировать дроссельный клапан.
Sensörlerini tamir etmek için ona ihtiyaçları vardı. Он им нужен для починки сенсорной сети.
Şehrin öteki ucundan bir şeridi tamir etmek için mi geldim? Я приехала с другого конца города, чтобы лечить ленту?
Bir gün bu tekneyi tamir etmek için başka bir dahi bulacak. Однажды ему придется искать другого гения, чтобы починить его корабль!
Hiç kimse zorunda kalmadığı takdirde bir şeyleri tamir etmek için uğraşmaz. Никто и пальцем не пошевелит, пока их что-нибудь не вынудит.
Tamir etmek için geldim. Я пришёл его починить.
Tamir etmek için radyoyu parçalara ayırdım. Я разобрал радиоприёмник на части, чтобы починить его.
Ülkeyi'de, önce Kenya'ya, sonra Almanya'ya, sonra nihayetinde sığınma hakkı kazandığı ABD'ye terk etmek zorunda kaldı, ancak daha sonra'de öldü. В году он был вынужден покинуть страну, отправившись сначала в Кению, затем в Германию и наконец добрался до США, где он получил политическое убежище и прожил до своей смерти в году.
Sen artık git de şu kamyoneti tamir ettir Jett. Тебе пора ехать, Джет и почини эту машину.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.