Sentence examples of "tehdit ediyor" in Turkish

<>
Anne, doktoru tehdit ediyor gibisin. Мама, ты почти угрожаешь врачу.
Eğer ona geri vermezsek, yasal süreç başlatmakla tehdit ediyor. Он угрожал судебными исками, если мы не отдадим груз.
Çin, Kuzey'e desteğini arttırmakla tehdit ediyor. Китай грозится и дальше оказывать поддержку Северу.
Bence benim merkeziyetçi olmayan internetim, Hooli'nin kutu iş modelini tehdit ediyor. Мой пиринговый интернет угрожает бизнес-модели "Холи", построенной на коробке.
Tanığımız ölümcül kokum için beni şikayet etmekle tehdit ediyor. Свидетельница грозится подать на меня жалобу за убийственную вонь.
O piç hepimizi tehdit ediyor. Этот ублюдок угрожает всем нам.
Parlamento, Miller'ı pasaportunu alıkoymakla tehdit ediyor. Комитет Палаты представителей угрожает аннулировать паспорт Миллера.
Üstsüz bir adam ölü bir domuzu, karısını üzerine sallıyarak tehdit ediyor. Человек без рубашки качает права с помощью угроз в сторону своей жены.
Beni öldürmekle tehdit ediyor. Он угрожает меня убить.
Patronun kız kardeşimi tehdit ediyor. Твой шеф угрожает моей сестре.
Asi unsurlar okulumuzun istikrarını tehdit ediyor. Непокорные элементы разрушают стабильность в колледже.
Bu senin erkekliğini tehdit ediyor. Это угрожает твоей собственной мужественности.
Bu kesinlikle geçerli ve belli bir şekilde halkın sağlığını ve güvenliğini tehdit ediyor. Это явно подпадает под определение существенной и особой угрозы жизни и безопасности людей.
Babamı da tehdit ediyor. Он угрожал моему отцу.
Lansör şirket üstüne gitmemiz için bizi tehdit ediyor, prodüksiyon şirketi de. Финансисты угрожают подать в суд на тебя и на твою продюсерскую компанию.
Birileri ailemi tehdit ediyor. Кто-то угрожает моей семье.
Manevi değerlerimizi tehdit ediyor ve geleneklerimizin içini boşaltıyor. Они угрожают нашим ценностям и подрывают наши институты.
Genç kızların taşıdığı bir veba, şehri tehdit ediyor. Чума, которую переносят маленькие девочки, угрожает городу.
Richardson işi bırakmakla tehdit ediyor çünkü neredeyse bir haftadır hastanede esir oldu. Ричардсон угрожает уйти, потому был практически заточен в больнице целую неделю.
Birisi Henry'i ölümle tehdit ediyor. Кто то угрожал убить Генри.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.