Sentence examples of "topluluk önünde" in Turkish

<>
Bir de topluluk önünde maymun maskesi takarken tüm vücudunu tıraş etmenin baskısı. И проблему стресса от публичного бритья всей поверхности тела в маске обезьяны.
Kraliyet Sarayı'nın önünde filler. Слоны перед Королевским дворцом
Yine aynı topluluk bir öğrencinin tepetaklak dört polis memuru tarafından sürüklendiğini gösteren bir video aynı zamanda diğer tutukluların da video ve fotoğraflarını paylaştı: В этом же сообществе выложили видео, в котором ученика в перевернутом положении уносят четыре полицейских, ТАКЖЕ а фото и видео других Арестов:
Lütfen binanın önünde toplanın. Собираемся снова перед зданием.
Fisher Dubai'deki Harley - Davidson grubunun birbirine kenetlenmiş bir topluluk olduğunu söylüyor. По её словам, дубайский клуб Харлей - Дэвидсон - тесно сплоченное сообщество.
Gözler önünde saklanmayı seviyorum. Решил спрятаться на виду.
Bir başka konu ise internete yüklenen içerikler ile ilgili topluluk haklarıydı, aktivistlerin yaşlılardan veya başkanlardan izin alması veya almaması gerektiği, hangi koşullarda olacağı ve açık lisansların konuya nasıl dahil olabileceği idi. В центре другой дискуссии оказались права местных общин на размещаемый в интернете контент: должны ли интернет - активисты спрашивать разрешения у старейшин и лидеров общин, и если должны, то в каких именно случаях, и какую роль в урегулировании подобных вопросов смогло бы сыграть использование свободных лицензий.
Daha önce büyük jüri önünde bulundum, Frank. Я представал раньше перед большим жюри, Фрэнк.
Doğru bir topluluk için kusursuz bir yerdi. Это было прекрасно для нашего идеального сообщества.
O konsolun önünde çok.... zaman geçirdim. Я провел кучу времени перед этим пультом.
Topluluk benim sezilerime uyacaktır. Община следует моей интуиции.
Askerlerinin önünde kralla alay ettin. Ты поносил короля перед солдатами.
Kendini adamların gizli bir topluluk olduğunu ve babasının ölümüyle ilgili olduklarına ikna etmişti. Он был уверен, что это секретное общество связано со смертью его отца.
Poşetteydi, kapının önünde. В пакете. Перед дверью.
Gezegenin en büyük kara hayvanı sürünün en yaşlı dişisinin liderliğinde birbirine sıkıca bağlı anaerkil bir topluluk içinde yaşar. Самое больше сухопутное животное на планете живет в строго матриархальном обществе которое возглавляет самая старшая самка в стаде.
Evet, yolda gelirken arabasını gördük. Otelin önünde. Да, мы видели его машину возле отеля.
Birlik, birleşik topluluk. Единство, объединённое сообщество.
Yargıç McIntyre'ın önünde beni küçük düşürdün. Ты унизил меня перед судьей Макинтайром.
Bu topluluk için çok şey ifade edebilir. Как много это значит для нашего сообщества.
Başkalarının önünde söylemekten çekinirim. Боюсь петь перед другими.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.