Sentence examples of "var olmamıştı" in Turkish

<>
Ancak benim hayalimin amacı henüz var olmamıştı. Но объекта моей мечты еще не существовало.
Hâlen hapiste olan blog yazarlarına ışık tutmak amacıyla "İsimleri Var" adındaki seriden çıkış makalemizi geçen hafta yayınlamıştık. На прошлой неделе мы опубликовали нашу первую статью из серии "У них есть имена", в которой мы надеемся выделить каждого из блогеров, в настоящее время находящихся в тюрьме.
Amy, bana artık güvenmeye başlaman daha önce hiç bu kadar önemli olmamıştı. Эми, тебе пора начать доверять мне, это важно, как никогда.
Kallol Mustafa'nın yerli film sanayiini canlandırmak için detaylı önerileri var: У Каллола Мустафы есть особое предложение, как можно возродить местную индустрию кино:
Hatırlıyorum. Sam, kaza olmamıştı. Сэм, аварии не было.
Krizi görmesi kolay: şehir kemer sıkma politikaları ile çökmüş, terk edilmiş, boşaltılmış durumda. Fakirlik var... ama enteresan binalar ve yerler de var. Кризис легко увидеть: город разрушен суровыми условиями, он брошен и пуст, в городе нищета... и в нем есть очень интересные здания и места.
Daha önce böyle birşey hiç olmamıştı. Ничего подобного, раньше не случалось.
Bunun yanında filmlerin ithal edilmesini savunanlar da var: Но есть и те, кто поддерживает заграничные фильмы:
Üzgünüm, çocuklar, daha önce bu olmamıştı. Простите, ребята. Такого со мной не случалось.
Birçok kişi harap olan tapınakların restore edilmesi için feryat etmekte, fakat insanların bu tür facialara karşı hazırlıklı olmalarını hatırlatmak için bazı hasarların bırakılması gerektiğini düşünen insanlar da var. Выдвигаются многочисленные требования скорейшего восстановления разрушенных храмов, но есть и желающие оставить часть повреждений нетронутыми в качестве напоминания о необходимости быть готовыми к стихийным бедствиям.
Daha önce bir sorun olmamıştı. Раньше это не было проблемой.
"Grupta Rus, Polonyalı, Alman, Faslı, Lübnanlı dahi var." Тут есть русские, поляки, немцы, марокканцы, ливанцы.
Hiç kendime ait sıfır arabam olmamıştı. Раньше никогда не было новой машины.
Cep telefonları mı var? У них есть мобильники?
Hiç böyle olmamıştı, hiç. Он никогда таким не был.
Benim elbiselerim de var, Jess. У меня есть платья, Джесс.
Rusya, bana böyle bir şey hiç olmamıştı daha önce. Даже в огромной России со мной себе такого не позволяли!
Söylesene Hook, başka bir adın var mı? А у тебя Крюк, есть другое имя?
Dört yıldır baş eğitmenlik yapıyorum, gece gelmeyen hiç olmamıştı. За четыре года моей работы инструктором никто еще не сбегал.
Burada senin gibi başkaları var mı? Здесь есть другие, подобные Вам?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.