Sentence examples of "yakından bakmak" in Turkish

<>
Sadece kaputun altına yakından bakmak istemiştim. Я хотела только заглянуть под капот.
Her şeye rağmen, çevreye yakından bakmak iyi olurdu. Несмотря ни на что надо было устраиваться и привыкать.
Hep senin gibi kızlar daha yakından bakmak ister. Девушки, как ты, предпочитают смотреть вблизи.
Planlama heyetinde gözleri kendi üzerine çeken adama yakından bir bakmak istedim. Я хотела взглянуть поближе на человека, возражавшего комиссии по планированию.
İşte tam da bu noktada, Porto'nun göz kamaştıran görüntüsünün ardına bakmak isteyenler için, "düşük puanlı bir tur acentası" En Kötü Turlar devreye giriyor: Зайдите в The Worst Tours, "второсортное туристическое агентство" для тех, кто хочет увидеть, что скрывается за сияющим образом Порто, второго по величине города Португалии:
Daha yakından bakabilir miyim? Дай, взгляну поближе.
Berbat birşey ama, öldüğünden emin olmak için.... kitabı açıp bakmak zorundasındır. Будет очень мерзко, но придётся посмотреть, убедиться, что он мёртв.
Dusan daha samimi yaklaşır, yakından çalışmayı sever. Душан предпочитает тесный контакт, любит работать вблизи.
Onun bilgisayarını, birkaç dava dosyasına bakmak için kullanmıştım. Я использовал ее компьютер, чтобы проверить несколько дел.
Daha yakından bakmamız gerek. Надо будет взглянуть поближе.
Sadece nasıl olduğuna bakmak istedim. Я хотела проверить её состояние.
Belki bir tanesini yakından incelemeyi istersin, diye düşündüm. Подумал, что захочешь поближе, познакомиться с ним.
Yani bakmak zorunda kaldı, görmek... Чтобы он мог смотреть, видеть...
Kendisini yakından mı tanıyorsunuz? Вы хорошо ее знаете?
Ama önce dükkana bir bakmak istiyorum. Но сначала я должна осмотреть магазин.
Hey yakından ateş etme, çok acıtıyor! Не стреляй ими в упор! Больно!
İçeri bakmak fantastik olacak. Будет фантастично заглянуть вовнутрь.
Bu kadar yakından izlediğiniz şey ne? А что вы так пристально смотрите?
Hey, bakmak yok! Эй, не смотреть!
Yine, kulağa cinsiyet ayrımcılığı gibi gelebilir ama çoğu kadın, özellikle benim müşterilerim, modayı yakından izler. Опять-таки, это может прозвучать как половая дискриминация. Многие женщины, особенно мои клиентки, очень увлечены модой.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.