Sentence examples of "yalan söyleyen" in Turkish

<>
Hepiniz yalan söyleyen, hırsızlık yapan, sadakati ve onuru olmayan korkalarsınız. Вы все лживые, вороватые трусы, которым чужды верность и честь.
Yalan söyleyen tek kişi JJ değil. Джей-Джей не единственный, кто врал...
Kıçını kurtarmak için yalan söyleyen bir polis vursun diye mi? Убит копом, который лжёт, чтобы прикрыть свою задницу.
O yalan söyleyen fahişeyi kürsüye çıkardın! Вытащил на суд ту лживую суку!
Yalan söyleyen, hile yapan köpeklere iftira atan, gerçekleri çarpıtan pantolon değiştiren okulunuzda iyi eğlenceler. Развлекайтесь со своей лживой, нечестной, измазанной собаками, искажающей правду, штаны меняющей школой.
Eşcinsel olmak hakkında yalan söyleyen sadece sen değilsin. Ты не просто солгал, что являешься геем.
Ermenistan'ın Türkmenistan elçisi, bu olayı en izole ülkelerden birinin bile küreselliğe ulaştığının göstergesi olduğunu söyleyen bir tweet attı. Сделал снимок и посол Армении в Туркменистане, порадовавшийся провозвестнику глобализации в стране, которая считается одной из самых изолированных в мире.
Bütün yalan, sıfır cinsel karizma. Всё ложь, никакого сексуального обаяния.
Bunu söyleyen de kere nişanlanan bir kadın. Говорит женщина, которая была раз помолвлена.
Yalan söylemiş ya da abartmışlar. Это все ложь или преувеличение.
Bunny ona "bana gerçekten doğruları söyleyen ilk kişisin" demiş. Банни говорила: "Вы первый человек, который говорит правду.
Ona yalan söylemekten vazgeç. Перестань говорить ей ложь.
Bunu söyleyen kişinin şapkasında yazan: "Bahçe düzenleme ve bahçe malzemeleri" Это говорит человек в кепке с надписью "Озеленение и Садоводство".
O zavallı kıza yalan söyledim. Я лгал этой бедной девочке.
Silah tehdidiyle iyilik istemek gibi hayli kaba bir alışkanlığın olduğunu sana söyleyen olmadı mı hiç? Кто-нибудь уже говорил тебе, как грубо просить об одолжении, угрожая при этом пушкой?
Yok artık. Yalan söyleyemiyorsa nasıl röportaj yapacak? Да это бред если не может лгать?
Bacaklarımın çocuk bacağına benzediğini bebek elbisesi giydiğimi söyleyen sendin. - Bunu mu seviyorsun? - Hayır. Только что ты говорил, что не хочешь иметь дело с девочкой, а теперь тебе нравится.
Yalan söylememek için programlandım. Я запрограммирована не лгать.
Ve arazinin sınırda olduğunu bana söyleyen, kardeşin Oscar'dı. И это Оскар мне сказал, что земля американская.
Birbirlerine yalan söyleyip, çözülmesi gereken gizemli acil bir şey mi uydururlar? Он врут друг другу и придумывают срочные загадки, которые нужно разгадать?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.