Sentence examples of "yetenekli olduğunu" in Turkish

<>
Chris sadece ne kadar yetenekli olduğunu düşündüğünü söylüyordu, anne. Крис просто говорил что думает насколько ты талантлива, мам.
Noel Baba senin ne kadar yetenekli olduğunu biliyor olmalı. Дед Мороз должно быть знал, какой ты талантливый.
Ne kadar yetenekli olduğunu biliyor musun? Ты знаешь, как ты талантлив?
Gerçek şu ki, senin çok yetenekli olduğunu düşünmüyorum. По правде говоря, я не считаю тебя талантливым.
Polisin yetenekli olduğunu mu düşünüyorsun? Разве полиция на это способна?
Oscar senin çok yetenekli olduğunu ve çok sıkı çalıştığını söyledi. Оскар говорит, у вас есть талант и необыкновенное рвение.
Ne kadar yetenekli olduğunu gördün mü? Ты видел, какая она талантливая?
David çok yetenekli olduğunu söyledi. Дэвид говорит ты очень талантлив.
Program karşıtı öğrenciler değişikliklerin sadece eğitim masraflarını gizlemek için yapılan bir yol olduğunu iddia etti. Выступающие против программы ученики утверждали, что предложенные изменения были всего лишь замаскированным способом сократить расходы на образование.
Pek çok konuda yetenekli olabilir, ama katil değildir. Он способен на многое, но он не убийца.
Öldürülmeden hayır diyebilmenin ne demek olduğunu anlıyor musunuz? Каково это, сказать "нет" и не быть убитым?
Adam hem çekici hem de yetenekli. Он является одновременно привлекательным и талантливым.
Oğul Arash Azizi, babasının bir üst mahkemeye başvuruda bulunmuş olduğunu söyledi. Араш Азизи заявил, что его отец подал апелляционную жалобу на решение суда.
Evet, yakışıklı adam. Yetenekli, genç... Да, симпатичный, молодой, талантливый...
Kanun yapıcılar, bu maddenin Anayasanın bütün Ugandalıların kanun karşısında eşit olduğunu öngören. ve. maddeleriyle ters düştüğünü savunarak yaşından küçük ve yaşından büyük adayların da seçime katılmalarını mümkün kılmak istiyor. Bu durumu eleştirenler ise bu tasarının yalnızca Museveni'yi hayat boyu cumhurbaşkanı yapabilmek için öne sürüldüğünü düşünüyor. Парламентарии намерены внести изменения, допускающие до участия в выборах кандидатов, чей возраст не достиг лет и превышает лет, настаивая на том, что действующий закон противоречит статьям и Конституции, согласно которым все граждане Уганды равны перед законом.
O yetenekli, son sınıf. Она талантливая и она выпускница.
"Yüksek sesle konuştuğumuz için mi, yoksa dar görüşlü insanlar olmadığımız için mi bilmiyorum. Otobüsteyken, bir jinekologla yüksek sesle konuşabiliriz.... Arjantinliler psikanalize tabi olurlar, birinin partnerinin hayatıyla ilgili analiz yapıyor olduğunu duymak yaygındır." Можем в автобусе в полный голос обсуждать свои проблемы с гинекологом.... Аргентинцы часто обращаются к психоаналитикам, так что можно часто услышать кого - нибудь, анализирующего жизнь своего партнера ".
Deneyimli ve çok yetenekli. Он опытный и способный.
Rajoy iddiaların "tamamen uydurma" olduğunu belirterek, böyle bir ödeme almadığını belirtti. Он отверг требования об отставке и утверждает, что его партия лучше всего подходит для управления страной в связи со сложившейся трудной экономической ситуацией.
Genç, yetenekli ve siyah. Молодого, талантливого и черного.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.