Sentence examples of "yok olmuş" in Turkish

<>
Son proton da şimdi yok olmuş olmalı. Как раз сейчас должен распасться последний протон.
Generalim, doktor da ilaçlar da Zehirli Ejderha olayı esnasında yok olmuş! Генерал, в песчаной буре сгинул и врач, и все лекарства!
Son güvenilir rapora göre kutu yılında Konigsberg Kalesi 'ndeyken yok olmuş. Согласно последнему достоверному источнику, шкатулка исчезла из Замка Кёнигсберг в году.
Hayır, cephanelik tamamen yok olmuş. Нет, оружейная была полностью разрушена.
Daha sonra konuşmalar başlayınca bu sıkışıklık yok olmuş değil mi? И потом, когда голоса пришли, герметичность ушел. Да.
Şu sözde yok olmuş peri krallığı var ya? Итак, вам известно так называемое королевство фей?
Tüm kanıtlar yok olmuş olmaz mı? Разве все улики еще не исчезли?
Şehrin silah deposu yok olmuş. Весь оружейный запас города уничтожен.
Bir gün haritadayken diğer gün yok olmuş. Вчера был на карте, сегодня нет.
Videodan bir şey çıkmadı. Güvenlik ihlali yok. Sanki öylece ortadan yok olmuş gibi. Ни камеры не зафиксировали, ни система охраны, она словно бы исчезла.
Kötülük yaklaşıyor ve umut da yok olmuş gibi duruyor. Зло приближается, а надежда, кажется, потеряна.
İskelet, kas, dolaşım ve sinir sistemleri yaşı yüzünden yok olmuş. Ее скелетная, мускульная, кровеносная и нейроэндокринная системы истощены из-за возраста.
Yok olmuş mutluluğuna tekrar sahip olmak için çok uğraştın. Ты слишком усердно трудилась, чтобы разрушить собственное счастье.
Tüm çalışmaları yok olmuş. Все его исследования пропали.
Dünyadaki hiçbir demokratik ülkede böyle bir sorun yok. Ни в одной демократической стране мира нет таких проблем.
Burada bir şey olmuş Tess. Здесь что-то случилось, Тэсс.
Bir sanat eylemi olarak mükemmel, açıklamaya ihtiyaç yok. Как акт искусства - практически безупречно, не нужны никакие пояснения.
Karımın yeni erkek arkadaşına ciddi ciddi gizlice delil yerleştirmeyi düşündüysem ne olmuş? Что с того, если я всерьез прощупывал нового ухажера своей жены?
"Affedersiniz, bayım. - Hamilelik denen şeyi hiç yaşamadınız, bu yüzden görüş belirtmeye hakkınız yok". - yaşlarında bir kadın, yaşındaki bir adama. "Простите, но вы никогда не были беременным, так что у вас нет права высказывать свое ценное мнение", - сорокалетняя женщина - летнему мужчине.
Columbia Üniversitesi'ni beş yıl önce bırakmak zorunda kalmış ve görünüşe göre. yüzyılın kötü şöhretli sanatçılarından biri olmuş. Студент факультета искусств, бросил Колумбийский пять лет назад, стал одним из самых знаменитых художников века.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.