Sentence examples of "zengin olmak" in Turkish

<>
Bir kerecik olsun zengin olmak istiyorum. Хочу быть богатым, хоть раз.
Herkes zengin olmak ister. Каждый хотел быть богатым.
Zengin olmak zorunda değilsin. Не обязательно быть богатым.
Zengin olmak bana uyuyordu. Мне нравилось быть богатым.
Zengin olmak istemiyor, yakalayın onu! Она не хочет разбогатеть. Держите ее!
Bloom kardeşler, beyefendi hırsızlar olarak zengin olmak için kendi başlarına iş yaparlar. Братья Блум пошли своей дорогой и стали зарабатывать на жизнь как благородные жулики.
İnsanlar zengin olmak için bir şans istedi. Эти люди искали шанс разбогатеть.
Zengin olmak acaba nasıl bir şey? Интересно, каково это - быть богатым?
Güçlerini zengin olmak için kullanmaya başladılar. Они стали использовать свою силу, чтобы разбогатеть.
Yani Langdon vali olmak istiyor, ama zengin karısı bu konuda pek heyecanlı değil. Лэнгдон хочет стать губернатором, но его богатая жена не в восторге от этого.
Çocuklar atalarının ayak izlerini takip edip zengin kültürlerini koruyacaklar mı - gelecek karar verecek. Пойдут ли молодые по следам своих предков и сохранят ли богатую культуру, решит будущее.
İlk yağmur ve şiddetli rüzgar kendini gösterdiğinde insanlar hala ahşap panellerine çekiçle vuruyor, market alışverişlerini yapıyor, Facebook'ta canlı yayın başlatıyor ve hayatlarını tehdit eden gelgite tanık olmak için kendilerini tehlikeye atıyorlardı. Первые ливни и порывы ветра уже достигли островов, и люди продолжали заколачивать свои окна деревянными досками, совершать последние пробежки в супермаркет, вести трансляции в Facebook и рисковать жизнью, чтобы стать свидетелями смертоносного величия огромных волн и прилива.
Kamboçya'nın sömürge dönemi tarihinin yanı sıra zengin kültürü ile ilgilenenler için bu koleksiyon önemli bir kaynak olmakta. Это очень ценные ресурсы для тех, кто хотел бы узнать больше не только о колониальном прошлом Камбоджи, но и о богатой культуре королевства.
Yetkililer halkın öfkesiyle karşılaştığında sorumluluk sahibi bir hükümet, profesyonel ve cesur olmak zorundadır. (Власть обязана) стать ответственным правительством, профессиональным и смелым, когда сталкивается с недовольством людей.
Bruce Wayne, Gotham'ın en zengin insanı. Брюс Уэйн - богатейший человек в Готэме.
Normalde kendileri de oyuncu olmak ister. Обычно они сами хотят стать актерами.
Sizin gibi zengin değildim, tamam mı? Я не была такой богатой как вы.
Halen astronot mu olmak istiyorsun? Все ещё хочешь стать космонавтом?
Beni sen mi zengin ettin? Что ты сделал меня богатой?
Vali mi olmak istiyordu? Он хотел стать губернатором?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.