Sentence examples of "zorunda kaldım" in Turkish

<>
Müfettişe yalvarmak zorunda kaldım. Мне пришлось умолять директора.
Gizlilik anlaşması falan imzalamak zorunda kaldım. Я даже договор о неразглашении подписал.
Buzdolabı bozuldu. Ben de her şeyi yemek zorunda kaldım. Холодильник сломался, так что мне пришлось всё съесть.
Yukarı tırmanmak zorunda kaldım ve onun camına vurdum. Мне пришлось вскарабкаться и постучаться в его окно.
Odanın parasını ödemek için bir aylık yemek paramı vermek zorunda kaldım. Я отдал за эту комнату деньги, которые копил целый месяц.
Seni yalnızca bir kez uyandırmak zorunda kaldım. Мне пришлось будить тебя всего один раз.
Ama ona bir yatıştırıcı daha vermek zorunda kaldım. Но я должна была дать ей другое успокоительное.
Bu randevuyu ayarlamak için, tüm nüfuzumu kullanmak zorunda kaldım. Мне пришлось использовать всё своё влияние, чтобы записать его.
Bak, Garrison, karım evde bir penis istemedi, ben de dışarı çıkartmak zorunda kaldım! Ну, моя жена не хотела, чтобы член оставался в доме. Мне пришлось его выгнать.
Alttaki boruyu da değiştirmek zorunda kaldım, şimdi mükemmel çalışıyor. Пришлось еще кое-что заменить, но теперь работает как зверь.
Daha yeni birini kovmak zorunda kaldım. Мне даже пришлось уволить одного человека.
Ama bırakmak zorunda kaldım. Birini öldüreceğimden korktular. Они боялись, что я кого-нибудь убью.
Onu bir daha dövmek zorunda kaldım. Я опять должен надрать ему задницу.
Sahibini yataktan kaldırmak zorunda kaldım. Пришлось поднять владельца из постели.
Yeni arkadaşlarını isteyerek bırakmakta pek gönüllü görünmüyordun ben de doğaçlama yapmak zorunda kaldım. Ты не был склонен бросать своих дружков по доброй воле, пришлось импровизировать.
Eteğimi açık havada kurutuyordum ve evden çıkmak zorunda kaldım. Я сушила юбку на ходу, и она улетела.
Karev gibilerle nasıl baş edeceğimi öğrenmek zorunda kaldım. Пришлось научиться защищаться от таких, как Карев.
Göğsünü kırmak zorunda kaldım. Пришлось вскрыть грудную клетку.
Güvenliği aramak zorunda kaldım. Мне пришлось вызвать охрану.
Kapıları kapatmak zorunda kaldım. Мне пришлось прикрыть заведение.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.