Sentence examples of "başına" in Turkish

<>
Boston'a gerçekten tek başına gitmek mi istiyorsun? Ты действительно хочешь ехать в Бостон один?
O kalbe sahip olsa bile, Kagan karşısında tek başına duramaz. Даже если она добудет сердце, она не одолеет Кагана одна.
Batıya nasıl tek başına yelken açtığı hakkında çoktan böbürlenmeye başlamıştır. Он уже похваляется тем, как покорил запад в одиночку.
Bu canavarı bulmak için on yıllar harcadım ama sen tek başına buldun. Я лет искал этого монстра, а ты нашел его в одиночку.
Yani Graham tek başına kolaylıkla eve gidip gelmiş olabilir. То есть, Грэм сам мог спокойно прокрасться домой.
Blair bunu kendi başına halletmek istiyor. Блэр хочет разобраться в этом самостоятельно.
Chuck Bass ailesini tek başına temsil ediyor. Чак Басс представляет свою семью в одиночестве.
Oliver Rome'un saat'deki işini kendi başına halletmek zorunda kalacaksın. Тебе придётся одному заняться записью Оливера Рома в часов.
Kendi başına bir inek sadece bir inektir. Сама по себе корова это просто корова.
Annenin tüm bu işlerin altından nasıl tek başına kalktığını bulmaya çalışıyorum. Я пытаюсь выяснить, как твоей маме удаётся всё делать самой.
Eğer seni severse, başına ilginç şeyler gelir. Если ты ей понравишься, случается кое-что интересное.
Başına kötü bir şeyler gelmeden Zoey'yi bulmamız gerekiyor. Нужно найти ее пока что-то ужасное не случилось.
Ama korkarım kalırsam, senin ve Nathan Junior'ın başına sadece, çok fena bela olurum. Но я боюсь, если останусь, принесу только неприятности на головы тебе и Натану-младшему.
Ama onun yalnız başına gittiği yerin neresi olduğunu onun da bildiğini düşünmüyor musun? Не думаешь, что она могла бы знать, где он ищет уединения?
Biliyordum ama onu bir başına bıraktım. Знала, но оставила его одного.
Ben de ona bebeği doğurursa ona kendi başına bakması gerektiğini söyledim. И я сказал, что ей придется заботиться о ребенке одной.
Senin çocuğun toprakta ve güvende başına gelebilecek her kötülük zaten geçip gitmiş. Твой ребенок в безопасности под землей, где все плохое уже произошло.
O kanın kime ait olduğunu biliyorum ve o kişinin başına bir şeyler geldiğini de biliyorum. Я знаю, чья эта кровь, я знаю, что с ним что-то случилось.
Mesela başına bir şey gelseydi zannedersem bu benim için katlanması çok daha zor olurdu. Если бы с тобой что-нибудь случилось, вынести это мне было бы немного труднее.
Lütfen kal. Bence kadın kendi başına bir peruğu takabilir. Думаю, любая женщина может и сама надеть парик.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.