Exemplos de uso de "küçük kızların" em turco

<>
Gecenin bir yarısı küçük kızların odasına girmek normal değil mi? Только извращенец может заходить к девочкам в спальню среди ночи...
Küçük kızların odasını kullanabilir miyim? Можно мне в дамскую комнату?
Burası küçük kızların odası değil mi? Есть "комната для девочек"?
Tsuruga, Japon Deniz Kıyısı tarafında Kyoto'nun bir saat kuzeyinde küçük bir şehir. Цуруга - маленький городок на берегу Японского моря, примерно в часе езды на машине к северу от Киото.
Bu kızların yüzde 0'i fahişelik yapmaya zorlanıyor, yüzde 5'i giyim endüstrisinde çalışıyor, yüzde 5'i dilencilik yapıyor, yüzde 0'i esnaflık yapıyor ve yüzde 5'i gazete satıyor. 0% из девочек вовлечены в проституцию, 5% работают в швейной промышленности, 5% становятся попрошайками, 0% начинают как лавочники и 5% являются газетчиками.
Küçük ailelere ait dükkânlar ve lokantalar ucuz ve elverişli ürünler sunar ve brandalar esnafı yağmur, kar ve güneşten korurdu. Маленькие семейные магазинчики и закусочные предлагали дешевое и удобное питание, а тент над головой защищал покупателей от дождя, снега и жаркого солнца.
Evden kaçırılıp evliliğe zorlanan kızların intihar etmesi seyrek rastlanan bir durum değil. На практике нередки случаи суицида среди девушек.
Brokoli ve maydanoz kimi zaman orman gibi görünebilir ya da suyun üstünde yüzen ağaç yaprakları küçük teknelere benzeyebilir. Брокколи и петрушка похожи на деревья в лесу, а листья, плывущие по воде, напоминают маленькие лодочки.
Yani bu kızların devamlı müşterileri, pezevenkleri var. У этих девчонок есть регулярные клиенты, сутенеры.
Afrika ve Arap Yarımadası'na sınırdaş küçük bir ülke olan Cibuti, Batı'nın cihatçılık ile mücadelesinde önemli bir rol oynuyor. Джибути представляет собой маленькую страну на границе Африки и Аравийского полуострова, играющую важную роль в борьбе Запада против джихадизма.
Bu kızların favori kelimesi. Любимое слово у девчонок.
Ülke zaten kuraklık, yüksek işsizlik oranı ve yaygın yoksullukla baş eden küçük bir ülke. Эта маленькая страна уже сталкивалась с голодом, высоким уровнем безработицы и засухой.
Bu kızların hepsi öylece ortadan kaybolmuş öyle mi? Так что, все эти девушки просто исчезли?
Takaoka, Japon Deniz Kıyısı'nda başka bir küçük şehir ve son birkaç yüzyılda pek değişmeyen mahallelerde birçok eski tip Japon evlerini barındırıyor. Такаока - еще один небольшой городок на берегу Японского моря со множеством старинных японских домиков в месте, которое не менялось на протяжении нескольких сотен лет.
Deacon, hayatları boyunca kızların yanındaydı. Дикон всегда был рядом с девочками.
Her bölümün kendi programı, kendi küçük sırları var. У каждого департамента свои задания, свои маленькие секреты.
Kızların, erkeklerin değişmesi gerektiğini söylemesinden bıktım. Мы не обязаны меняться по желанию девчонок.
Küçük bir kızı kaybettiler. Они потеряли маленькую девочку.
O kızların yanında bir pislik gibi gözüküyorum. Я выгляжу как придурок перед этими девушками.
Küçük, çok özel bir sermaye fonu işletiyorum. Я управляю небольшим и очень частным инвестиционным фондом.
Os exemplos de uso de palavras em diferentes contextos são dados só para fins linguísticos, ou seja, para estudar o uso de palavras numa língua e as suas traduções para outra. Todos os exemplos são colecionados automaticamente em fontes abertas usando tecnologia de pesquisa de dados bilíngues. Se você encontrar algum erro de ortografia, pontuação ou outro erro no texto original ou na tradução, use a opção "Reportar um erro" ou escreva para nós.

Nesta seção, você pode ver como palavras e expressões são usadas em diferentes contextos usando exemplos de traduções feitas por profissionais. A seção Contextos o ajudará a aprender inglês, alemão, espanhol e outros idiomas. Aqui você pode encontrar exemplos com verbos frasais e idiomas em textos que variam em estilo e tema. Exemplos podem ser classificados por traduções e tópicos.

Aprenda línguas estrangeiras, veja a tradução de milhões de palavras e expressões e use-as em sua comunicação por e-mail.