Beispiele für die Verwendung von "меня отпустишь" im Russischen

<>
За сколько ты меня отпустишь? Beni bırakman için ne kadar?
То есть ты меня отпустишь? Beni serbest bıraktığını mı söylüyorsun?
Я сдам тебе Томми, и тогда ты меня отпустишь. Ben sana Tommy'yi veririm, sen de beni rahat bırakırsın.
Так просто меня не отпустишь, да? Beni bu kadar kolay bırakmayacaksın değil mi?
Пожалуйста, извините меня: Lütfen beni affedin:
Ты отпустил демона, но не отпустишь родного брата? Şeytanın gitmesine izin verdin ama kardeşini alı mı koyuyorsun?
Также прошу прошения, я не хотела так гордо сказать "нет", когда вы попросили меня разблокировать мой телефон. Cep kilidimi açmayı sorduğunuzda gururla "hayır" dediğim için beni affedin efendim.
Если ты не отпустишь её в Пустоту. Одну. Tabii sen tek başına boşluğa gitmesine izin vermezsen.
У меня обсессивно - компульсивная привычка проверять паспорт каждые пять минут во время путешествий. Bir takıntım var, her yolculuğumda pasaportun benimle olup olmadığını beş dakikada bir kontrol ediyorum.
И я тебе обещаю, если ты отпустишь Джеймса, мы станем частью твоей жизни. Ve sana söylüyorum, Eğer James'in gitmesine izin verirsen, Hayatının geri kalanı için anlaşabiliriz.
Кроме того, он добавил: "теперь мне придётся вернуться сюда в другой день и это огромный стресс для меня". Ve ekledi, "Şimdi Ketta'ya başka bir gün yeniden gelmem gerekecek ve bu benim için aşırı yorucu bir şey."
Почему ты не отпустишь ее, Сирил? Onu bu işe karıştırmasan olmaz mı Cyril?
То, что я успел увидеть во время этих мероприятий, удивило меня до глубины души: правительство даже не пытается начать переговоры с протестующими, но немедленно использует все доступные способы для подавления выступлений. Bu gösterilerde gözlemlediklerim beni hâlâ şaşırtmaya devam ediyor: Yöneticiler göstericilerle oturup konuyu tartışmak yerine, enerjilerini göstericilerin seslerini bastırmaya harcıyorlar. Nisan'te Taipei eylemi sırasında polis tahliyeye başladı.
Ты отпустишь его и его друзей. Onun ve arkadaşlarının gitmesine izin vereceksin.
В первые часы моего пребывания в Порто город произвел на меня огромное впечатление. Porto ziyaretimin ilk saatleri bende çok güzel izlenimler bıraktı.
Так ты отпустишь меня с ним? Yani onunla çıkmama izin mi vereceksin?
Понимаете, если бы не этот паспорт, меня бы не отбирали, на удивление совершенно случайно, для дополнительной проверки во всех аэропортах, в которых я когда - либо была. Bu pasaportum olmasaydı, şimdiye kadar geçtiğim tüm hava alanlarında rastgele seçim ile kimse tesadüfen beni soruşturmaya seçmezdi.
Но ты же их отпустишь, правда? Onları sonra serbest bırakacaksın, değil mi?
Но в то же время она немного пугает меня, вдруг следующая вещь, которую я напишу, не будет настолько хорошей. Ancak aynı zamanda belki bir sonraki yazacağım şeyin de o kadar da iyi olmayacağı konusunda beni biraz korkutuyor.
Может отпустишь его с предупреждением? Bir uyarıyla serbest bırakamaz mısın?
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.