Beispiele für die Verwendung von "перед богом" im Russischen

<>
Они были равны не только перед Богом и законом. Hem de sadece Tanrı'nın ve yasaların gözünde de değil.
Секретарь приведёт вас к присяге перед Богом. Katip size yemin ettirecek. Tanrıya yemin edeceksiniz.
Мы собрались здесь, перед Богом, чтобы объединить этих двух мужчин. "Bu iki erkeği bir araya getirmek için burada Tanrı'nın huzurunda toplandık.
Я не могу оклеветать себя перед Богом. Tanrıya gitmeden önce yalan yere yemin edemem.
Я выполнила свой долг перед Богом, и Он соединит нас с Эдвардом. Ben ona karşı görevimi yerine getirdim ve beni Edwardımla tekrar bir araya getirecek.
Ты закончил с Богом, Ленни. Artık Tanrı'nın hizmetinde değilsin, Lenny.
Независимое агентство новостей Animal Politico сообщает о том, что перед смертью Адаме несколько раз получал в свой адрес угрозы с требованиями прекратить журналистскую деятельность. Bağımsız haber kaynağı Animal Político, cinayet öncesi Adame'ın birçok kez haberciliği bırakması üzerine tehdit aldığını yazdı.
Вот ещё раз скажете про теорию, клянусь богом этого парня, я... Eğer tekrar teori dersen, bu adamın tanrısına yemin ederim ki, ben...
Парламентарии намерены внести изменения, допускающие до участия в выборах кандидатов, чей возраст не достиг лет и превышает лет, настаивая на том, что действующий закон противоречит статьям и Конституции, согласно которым все граждане Уганды равны перед законом. Kanun yapıcılar, bu maddenin Anayasanın bütün Ugandalıların kanun karşısında eşit olduğunu öngören. ve. maddeleriyle ters düştüğünü savunarak yaşından küçük ve yaşından büyük adayların da seçime katılmalarını mümkün kılmak istiyor. Bu durumu eleştirenler ise bu tasarının yalnızca Museveni'yi hayat boyu cumhurbaşkanı yapabilmek için öne sürüldüğünü düşünüyor.
Лидия, Богом прошу, возьми трубку. Lydia, Tanrı aşkına telefonuna cevap ver.
Слоны перед Королевским дворцом Kraliyet Sarayı'nın önünde filler.
Мы женаты перед королем и богом. Tanrı ve kralın huzurunda evlendik biz.
Не вздумайте выставить меня перед Норой в плохом свете, иначе я использую компромат на каждого из вас. Beni Nora'nın karşısında mahçup duruma düşürürseniz şunu unutmayın ki hepinizin kirli çoraplarını biliyorum ve bunları ortaya dökmekten çekinmem.
Я покину этот Богом забытый остров утром. Yarın sabah bu Tanrı'nın unuttuğu adadan gidiyorum.
Перед тем, как он врезался в дерево? Arabayı ağaca doğru sürmeden önce mi? Evet.
Но видения случаются только когда я связываюсь с Богом. Ama bu görüntüler ben tanrıya ulaşmaya çalıştığımda ortaya çıkıyor.
Когда они узнают, что Вы были пьяны перед убийством? Adam ölmeden önce körkütük sarhoş olduğunuzu öğrenince? -Dur bakalım.
Клянусь Богом, если ты тронешь мою племянницу... Tanrı'm bana yardım et, eğer yeğenime dokunursan..
Поставь эти коробки перед окном. Bu kutuları pencerenin önüne taşı.
Назови мне его имя, или клянусь Богом, я взорву нас к черту. Bana onun adını söyle, yoksa tanrı şahidim olsun, ikimizi de cehenneme yollarım.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.