Beispiele für die Verwendung von "по своей воле" im Russischen

<>
Стерн ушел по своей воле. Stern kendi isteği ile gitti.
Первый раз прихожу в полицию по своей воле. Hayatımda ilk defa kendi isteğimle polis merkezine geldim.
Но я здесь по своей воле. Ama ben burada gönüllü olarak duruyorum.
Ты уехала по своей воле? Buradan kendi isteğinle mi ayrıldın?
Да кто по своей воле пойдет на такие унижения? Kim kendini küçük düşürmek için böyle gönüllü olabilir ki?
Свидетель видел, как он спрыгнул с балкона по своей воле. Bu gerekli mi gerçekten? Tanıklar kendi iradesiyle balkondan atladığını görmüş.
Не по своей воле. En azından kendi iradenle.
Ну, не совсем по своей воле. Şey, pek gönüllü olarak değil elbette.
Лучше я умру по своей воле! Bu arabada özgür kalmak güzel olacak!
Это значит, я могу отменить задание по своей воле. Bu, görevi bizzat kendim iptal etmem gerektiği anlamına geliyor.
Ничто не сравнится с ощущением, когда другой мужик подчиняет тебя своей воле. Bir erkeğin sana boyun eğmesi kadar güzel bir his olamaz. İşte bu güçtür.
Странно терять человека по его же воле. Kendi kararları yüzünden birini kaybetmek garip geliyordur.
Хотя президентские выборы во Франции уже завершены, на просторах интернета не утихают дискуссии по поводу того, почему Николя Саркози сделал главной темой своей предвыборной кампании именно иммиграцию. Fransız başkanlık seçimi sona ermiş olabilir ama seçimi kaybeden başkan Nicolas Sarkozy'nin seçim kampanyasının merkezine göçmenlik sorununu koymuş olması hala Internet'te tartışılmakta.
Ты не был склонен бросать своих дружков по доброй воле, пришлось импровизировать. Yeni arkadaşlarını isteyerek bırakmakta pek gönüllü görünmüyordun ben de doğaçlama yapmak zorunda kaldım.
Он деятель искусства, проводивший анализ социальной и политической ситуации в стране на своей странице в Facebook, но он не намеревался нарушить закон или обидеть кого - либо ". O, kendi Facebook sayfası gibi yerlerde mevcut sosyal ve politik durumlara ait analizlerini yazan bir sanatçıydı, fakat amacı yasayı çiğnemek veya birine hakaret etmek değildi. "
И мы должны спасти профессора вопреки его воле. Ve kendi iyiliği için, profesörü de kurtarmalıyız.
Неужели парень не может поговорить со своей в смысле, с дочерью старой подруги? Bir adam kendi eski bir arkadaşının kızıyla konuşamaz mı? Sen beni ne sanıyorsun?
Я просто буду следовать воле Повелителя. Ben sadece Tanrı'nın emirlerini yerine getireceğim.
Дав ей пристанище и приспосабливаясь к ней, я провел лет своей жизни. Ona yer verdiğim ve alıştığım süre boyunca hayatımın yılının geride kaldığını fark ettim.
Назло воле наших отцов? Babalarımızın isteğine rağmen mi?
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.