Beispiele für die Verwendung von "повлиять на работу" im Russischen
Кроме того, ряд экспертов Международной группы по расщепляющимся материалам (МГРМ) обеспокоены тем, что эти процессы переработки могут повлиять на распространение ядерного оружия.
Dahası, Bölünebilir Malzeme üzerine gerçekleştirilen Uluslararası Panel'de uzmanların çoğu, bu yeniden işleme sürecinin nükleer silahların yayılmasında bir etkisi olacağından endişe ediyorlar, çünkü Tayvan'ın harcanmış yakıt çubuklarının yeniden işlenmesi sonucu yaklaşık olarak ton plutonyum ortaya çıkacak.
Учитывая этот контекст, не удивительно, что история - летнего таджикского мигранта, умершего рано утром апреля после завершения сложного процесса получения патента на работу в миграционном центре рядом с Москвой, нашла глубокий отклик у пользователей социальных медиа в стране
Bu durumda, yaşındaki Tacik göçmeninin Moskova'nın hemen dışındaki göçmen bürosundan çalışma izni için zorlu süreci tamamladıktan kısa süre sonra Nisan gününün erken saatlerinde ölümünün ülke çapındaki sosyal medya kullanıcıları tarafından yankılanma hikayesi şaşırtmadı.
Несмотря на то, что официальные данные о занятости с каждым годом растут, большая часть предприятий Таджикистана не функционирует и половина достигших трудоспособного возраста мужчин в Таджикистане ищет работу в России.
Resmi istihdam sayısı her yıl artarken, Tacikistan'ın sanayisinin büyük kısmı durgun ve çalışma yaşında olan erkeklerin yarısı Rusya'da iş arıyor.
Герман не хотел браться за работу, и продолжал отвечать "нет".
Herman işi almak istememiş, "Hayır". diye mesaj atıp durmuş.
Это может повлиять на её речь, на зрение, память.
Bu da onun konuşma, görme ya da hafıza yetisini etkileyebilir.
Жизнь в стране, разорённой войной, может серьёзно повлиять на состояние поясничной области.
Savaşın parçaladığı bir kasabada yaşamak, orta dünya bölgesinde büyük ölçüde gerginliğe sebep olabilir.
Я закончила большую работу для спа-салона, и в качестве благодарности они подарили мне бесплатные выходные на двоих.
Bir spanın büyük bir işini hallettim ve teşekkür olarak bana, hafta sonu iki kişilik bedava konaklama verdiler.
Я могу повлиять на ваше будущее мистер Коннерти.
Geleceğinizi büyük bir anlamda etkileyebilirim, Bay Connerty.
Тогда назовите того, кто может на него повлиять.
O zaman konuşabilmek için üstünde etkisi olan birini söyle.
Она вернулась на работу в налоговое управление, но не как аудитор.
Vergi Dairesi'ndeki işine geri döndü. Fakat sadece denetçi olarak değil.
Вы позволили своей личной жизни повлиять на работу.
Kişisel geçmişinin, mesleki geçmişini etkilemesine izin veriyorsun.
Может, она принимает какие-нибудь лекарства, способные повлиять..
Belki bazı ilaçları ya da bunu etkileyen şeyleri saklıyordur.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.
In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.
Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.
Werbung