Beispiele für die Verwendung von "пользу" im Russischen

<>
В то время как бедствующая экономика страны извлекает пользу из денежного потока от иностранных туристов, большинству приезжих никогда не показывают жизнь местных жителей во времена нищеты. Ülkenin zor durumdaki ekonomisi, turistlerin getirdiği parayı severek kabul ediyor olabilir ama ortalama bir turist, ziyareti esnasında ekonomik krizin sonuçlarına katlanan insanların gerçek hayatlarını göremiyor.
Я думаю, полная честность не всегда идет на пользу. Dürüstlüğün her zaman en iyi şey olmadığını düşündüğümü söyleyebilir miyim?
Проиграть несколько раундов Никите оказалось мне на пользу. Nikita'ya karşı ilk birkaç dövüşü kaybetmem yararlı oldu.
Нужно найти способ обернуть её в свою пользу. Yani bunun işe yaraması için bir yol bulmalıyız.
Это задание принесет пользу нам обоим. Bu görev ikimizin de yararına olacak.
Первая отсидка пошла тебе на пользу. İlk seferinde gayet iyi idare ettin.
Что значит "приносить пользу"? Yine yararlı derken ne demek istiyorsun?
Правда, тебе это пойдет на пользу. Gerçekten, bu senin için iyi olacak.
Нет, это пошло ему на пользу. Hayır bu onun için çok iyi oldu.
Гуталин пойдёт тебе на пользу! Bizim dediğimizi yapmazsan böyle olur.
Свободное общество на Кардассии принесет пользу всему сектору. Özgür bir Kardasya toplumu tüm bölgenin yararına olur.
Ладно, умник. Либо приносишь пользу, либо возвращаешься лечить память. Genç, ya hemen işe yaramaya başlarsın ya da Oda'ü boylarsın.
Свежий воздух и сон пойдут вам на пользу. Biraz temiz hava ve uyku size iyi gelir.
Но это не пойдёт на пользу в полицейском управлении, клянусь. Gerçi polis teşkilatında çok da işine yarayacak değil. Buna emin olabilirsin.
Я не думаю, что это пойдёт на пользу. O ya da başkası için hiç iyi olmayacaktır bu.
Выпуск "Призраков Па" в червоточину переломил ход войны в нашу пользу. Bir şekilde, o Pah-ruhları solucan deliğine salmak savaşın gidişatını bizim lehimize çevirdi.
Вечер игр и развлечений пойдет нам только на пользу. Oyun ve eğlence dolu bir akşam hepimize iyi gelecektir.
Мята тебе на пользу. Nane sağlığına iyi gelir.
Она же пошла на пользу американцам? Amerikalıların işine yaradı, değil mi?
Прогулка через парк пойдет мне на пользу. Parkta ufak bir yürüyüş bana iyi gelir.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.