Beispiele für die Verwendung von "эти клиники" im Russischen

<>
Друг моего друга моего друга дал мне адрес клиники, я съездил и затоварился. Bir arkadaşımın arkadaşının arkadaşı bana kliniğin adresini verdi. oraya gidip ne varsa alıp geldim.
Эти встречи показали, что инновационная деятельность берёт своё начало на уровне рядовых активистов, которым однако трудно обойтись без технической, лингвистической и социальной поддержки. Bu toplantılar yenilikçi çalışmaların taban halktan çıktığına bir örnek olmakta, fakat hâlen tekniksel, dilbilimsel ve toplumsal desteğe ihtiyaç var.
Только в районе Сент-Луиса есть три других клиники. St. Louis alanında yalnız üç büyük klinik var.
Кроме того, ряд экспертов Международной группы по расщепляющимся материалам (МГРМ) обеспокоены тем, что эти процессы переработки могут повлиять на распространение ядерного оружия. Dahası, Bölünebilir Malzeme üzerine gerçekleştirilen Uluslararası Panel'de uzmanların çoğu, bu yeniden işleme sürecinin nükleer silahların yayılmasında bir etkisi olacağından endişe ediyorlar, çünkü Tayvan'ın harcanmış yakıt çubuklarının yeniden işlenmesi sonucu yaklaşık olarak ton plutonyum ortaya çıkacak.
Хефнер хочет стать крупным инвестором клиники. Hefner kliniğin büyük yatırımcısı olmak istiyor.
На индейских языках разговаривает приблизительно миллион человек по всей стране, эти языки можно встретить в учебных заведениях, на рынках, в общественном транспорте и в Интернете. Ülkenin her yanında yaklaşık milyon kişi tarafından konuşulan bu diller ile sınıflarda, marketlerde, toplu taşımada ve internette karşılaşılabilir.
Она дала мне адрес клиники. Bana kliniğin adresini o verdi.
Как можно молчать, когда знаешь, что эти преступления против человечности совершаются по вине ужаснейшего экономического курса? İnsanlığa karşı işlenilen bu suçların ekonomik bir gündem yüzünden olduğunu bilerek nasıl sessiz kalınabilir?
Когда она подала заявление, мне позвонил Кит Вагнер из клиники Святого Иуды. Bu programa kabul edildiği zaman Saint Jude Hastanesinde çalışan Keith Wagner beni aradı.
В прошлом году, после его переизбрания, эти показатели составляли процентов и процентов соответственно. Geçen yıl, Alckmin'in yeniden seçilmesini takiben, bu rakamlar sırasıyla yüzde ve yüzde'tü.
Я председатель правления этой клиники и преподаватель литературы в Колумбийском Университете. Bu kliniğin yönetici başkanıyım ve Kolombiya Üniversitesinde Edebiyat ve Tarih Profesörüyüm.
Все эти конфликты продолжаются, и конца не видно. Народ Джибути боится, что террористические акты будут процветать на их земле, как это происходит в соседнем Йемене. Bu çatışmalar yakın zamanda bitmeyecek gibi görünürken, Cibutililer Yemen'e komşu olmalarından dolayı terörist saldırılarının kendi topraklarına sıçramasından korkuyor.
Весь персонал клиники огорчён этой страшной новостью. Bütün hastane çalışanları olanları duyunca çok üzüldü.
Эти люди были лишены свободы с по мая. Bu insanlar ile Mayıs arasında özgürlüklerinden mahrum edildiler.
как пациент бесплатной клиники? Ücretsiz klinik hastası mısınız?
Маловероятно, однако, что эти деньги вообще появятся. Bu paranın gerçeğe dönüştürülmesi ne yazık ki muhtemel değil.
Возьмите за жабры директора клиники. Kliniğin sahibini derhal sorguya alalım.
Я лью слёзы о безжалостно убитых мирных жителях, я оплакиваю утраченные дома своих граждан и я горюю о потере истиной сущности ислама людьми, принёсшими в наши жизни и в наши дома все эти разрушения. Acımasızca öldürülen her sivil için gözyaşı döküyorum, halkımın yok olan evleri için gözyaşı döküyorum; tüm varlıklarımıza ve hayatlarımıza yıkım getiren bu insanların İslam'ın özünü kaybetmiş olmalarından dolayı gözyaşı döküyorum.
Я доктор Ариза, начальник клиники. Ben Dr. Ariza, klinik şefiyim.
Я видел много колец по ходу проекта, но до сих пор удивляюсь, когда вижу эти самодельные площадки везде и всюду, и людей всех возрастов, играющих иногда только в шлепанцах. Proje süresince birçok basket sahası görmeme rağmen halen her yaştan insanın -bazen sadece parmak arası terliklerle bile- bu üstünkörü sahalarda basketbol oynadığını görmek beni hayrete düşürüyor.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.