Beispiele für die Verwendung von "эту ложь" im Russischen

<>
Я не буду здесь стоять, выслушивая эту ложь. Burada durup, o yalanları dinlemeye hiç niyetim yok!
Как далеко вы готовы пойти, защищая эту ложь? Bu yalanı korumak için daha ne kadar ileri gideceksin?
Да, да, да я уже слышал эту ложь от одного еврея. evet, evet, evet! Bu yalanı bana öteki Yahudi de anlattı.
Это мой последний шанс исправить эту ложь, пока не стало хуже. Daha kötüye gitmeden önce bu yalanı düzeltmek için son şansım olabilir bu.
Минуту назад он мыслит четко, в следующую - извергает ложь в прессе. Bir an düşünceleri gayet temizken, Bir anda basına bin türlü yalan uyduruyordu.
Эта страна одна из немногих, принимающих тысячи беженцев из Йемена, и здесь многие ощущают эту ношу. Ülke Yemen'den kaçan binlerce mülteciyi kabul eden son ülkelerden biri ve çoğu insan bu durumdan fazlasıyla sıkıntılı.
Но в основе этого ложь. Fakat onların hepsi yalana dayanıyor.
Проект Global Voices Advocacy был одним из первых, кто подписал эту декларацию. На сегодняшний день эта декларация была подписана более организациями и компаниями, число которых продолжает расти. Bu deneyimlerin sonucunda Global Voices Advocacy'nin de içinde bulunduğu birçok grup bir araya gelerek bir Internet Özgürlük Bildirisi yayınladı, Bugüne kadar Bildiri'den fazla kurum ve şirket tarafından imzalandı ve bu sayı giderek artıyor.
И только ты пострадаешь, если решишься на ложь? Yalan söylemesi seçersen etkilenen tek insan sen mi olacaksın?
Yemeni Noon Arabia распространил в Twitter эту фотографию работающего ребенка из Йемена. Yemeni'li Noon Arabia, işçi olarak çalışan bir kız çocuğunun Ameen Alghaberi tarafından çekilen bu fotoğrafını Twitter'da paylaştı.
Правда или ложь: у меня есть брат. Doğru mu yanlış mı, -Bir abim var.
Вернулся еще разок взглянуть на эту великолепную гитару. Bu muhteşem gitara göz atmak için tekrar gelmişsin.
Красный клык не миф, это ложь. Kızıldiş bir efsane değil. O bir yalan.
Эбби обнаружила эту флешку в его бумажнике. Abby, bu flash sürücüyü cüzdanında bulmuş.
Только сплетни и ложь. Yalnızca dedikodular ve yalanlar.
Капитан, рекомендую бросить эту затею. Kaptan, bu denemeden vazgeçmenizi öneririm.
Как любила говорить моя бабушка, "половина правды - это ложь". Büyük annemin yahudi köyünde dediği gibi, "Yarım doğru tam bir yalandır"
Ты можешь снять эту фигню, чтоб мы спокойно поговорили? Tamam, şu şeyi çıkar da konuşalım, olur mu?
Это всего лишь тщательно спланированная ложь... Bu yalandan başka bir şey değildir...
Зло верит в эту историю. Şeytan da bu hikayeye inanır.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.