Beispiele für die Verwendung von "önem taşıyor" im Türkischen

<>
Bunu daha önce defalarca yaptık, Bill ve bu seferki zevkimizden daha yüksek bir önem taşıyor. Мы делали это бесконечное количество раз, и для более благородной цели, чем наше удовольствие.
Bu görev, başkan için büyük önem taşıyor. Это дело, о Президенте, крайней важности.
Evet hayati önem taşıyor. Да, крайне важно.
Eğlenmek, rahatlamak, ilham almak için opera şarkıcısı hayati önem taşıyor. Оперная певица - нужная профессия. Людям необходимы развлечения, релаксация, вдохновение.
Avunmalarına yardım ettiğimiz helyum ve titanyum ikmal hatları terraforming çabaları için hayatî önem taşıyor. Мы помогаем защищать их маршруты доставки гелия и титана. Они нужны им для терраформирования.
Bu çocuklardan bazıları çiçek, bazıları kitap, bazıları ise bir yığın gazete ve satılık şekerleme taşıyor. Некоторые из них несут цветы, а некоторые прижимают к груди стопку книг, кто - то несёт пачки газет, а кто - то - конфеты на продажу.
Kızın iyiliğinin azami önem arz ettiğini anladığımıza gerçekten inanmak istiyorum. Я действительно хочу верить, что мы понимаем, что благополучие ребенка имеет первостепенное значение.
Eva karnında bebeğimi taşıyor. Ева носит моего ребенка.
Yakınlarda tarihi önem taşıyan kişiler var mı acaba? Не знаете ли вы каких-нибудь персонажей исторического значения?
Büyük bir torba kömür taşıyor. В руках - пакет угля.
Artık hiç bir şeye önem vermiyor. Теперь его вобще ничто не волнует.
Adam bir şey taşıyor, görmüyor musunuz?! Разве не видете, что он несет что-то!
Eğer galip gelirsek, önem taşıyacak bir maksatla. С очень важной, если нам суждено победить.
O üstünde taşıyor, ana günahı! Она несет в себе Первородный грех.
Anlamaya fazla önem veriliyor. Понимание не так важно.
Çok önemli bir mesaj taşıyor. Он несет жизненно важное сообщение!
Konuşmamız gereken bazı insanlar var görünümüne çok fazla önem veren. Придется встретиться с теми, кого очень заботит внешний вид.
Sanırım, bu çocuklar da çantanızı taşıyor. А этот парень просто носит ваш портфель?
Tek önem verdiğim şeydir. Остальное меня мало волнует.
Katil cebinde bir şey taşıyor olabilir. Убийца мог нести это в кармане.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.