Sentence examples of "öyle" in Turkish

<>
Sabah erkenden avlanmaya gidecektim. - Öyle mi? Да, я собирался на охоту рано утром.
Karın ve oğlunun sonu da öyle mi olsun istiyorsun? Ты этого же хочешь для своей жены и сына?
Öyle olmak zorunda değiller ben de öyle olmayacağım. Не обязательно, и я такой не буду.
Demek istediğim, bir hizmetçi öyle bir kolyeyi nerden bulur? Откуда у горничной такое ожерелье? Я решила, может...
Neden deri giyiyorum sanıyorsun? - Öyle mi? Иначе почему по-твоему на мне этот кожаный пиджак?
Beni kullanıp, eve gideceksin, öyle mi? Значит, просто воспользуешься мной и уедешь домой?
Bu kasaba öyle bir içerleme için çok küçük. Теперь этот город слишком мал для таких обид.
Öyle mi? - Yani yazılanlar okunmuyor ama böyle bir şey yaparak da bir şey söylemiş olmuşlar zaten. Ну, мы не можем прочесть, что написано, но уже своим поступком они что-то нам говорят.
Mr. Laszlo'nun işlediği suçlar öyle korkunçtur ki anlamaya çalıştığınızda, aklınız başınızdan gider. Мистер Лазло совершал такие жестокие преступления, которые просто не укладываются в голове.
Bir anne ne olursa olsun yavrusunu sever, öyle değil mi? Мать любит сына таким, какой он есть, верно ведь?
Gelmesini hiç beklemiyordum. Ama işte bir tanesi öyle pat diye postayla gelivermiş. Даже не ожидала такого, но она совершенно неожиданно пришла по почте.
Bizi etkilemelerine izin vermeyeceğiz diye anlaştık sanıyordum. - Öyle zaten. Мы же вроде согласились, что не будем об этом думать.
Belki öyle değildir. Bir numaralı mumu yaktım ve listemdeki bir numaralı dilek gerçekleşti.. Я думаю, что номера на свечах соответствуют номерам в моем списке желаний.
Her ne kadar kötü de hissetsem annemi bulduğum için bir yandan suçluluk da hissediyordum. Ama o öyle düşünmüyordu. И к тому же я чувствовал вину за то, что я свою нашел а он - нет.
Eğer vücutlarımızın yapabileceği bir şeyse o halde yapmalıyız, öyle değil mi? Если наши тела способны сделать это, значит так и задумано. Да?
Bana öyle bir bilgi geldi ama bunun yaptığım analizler üzerinde hiçbir etkisi olmadı. У меня была такая информация, но это никак не связано с исследованиями.
Wilhemina Lawson, kazadan önceki gece öyle bir gecelik giyen birini görmüş. Вильгемина Лоусон видела кого-то в таком халате в ночь перед несчастным случаем.
Tüm yaptıklarım, celladın bir yerine iki çizme alması uğrunaysa, öyle olsun. Если теперь палачу достанутся две пары сапог вместо одной, да будет так.
Luke Cage kuzenimden ve benden nefret etmiyordu yani, öyle mi? А Люк Кейдж, конечно же, не ненавидел моего кузена...
Okul sanki zaman kaybı gibiydi. - Ama öyle değildir. Занятия в школе всегда казались мне такой бездарной тратой времени.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.