Beispiele für die Verwendung von "ülkenin" im Türkischen mit Übersetzung "страны"

<>
Terörist birlikleri ülkenin bazı bölgelerini kontrol ediyor. Террористы взяли под контроль некоторые участки страны.
Kredi derecelendirmesi veya kredi değerlendirmesi, bir kişi, şirket veya hatta bir ülkenin kredi itibarının belirlenmesidir. Кредитный рейтинг - мера кредитоспособности частного лица (кредитный скоринг), компании, региона или страны.
Ülkenin en büyük komedyenlerinden birinin burada çıkmasına neden izin vermiyorsunuz? Почему не дать выступить здесь одному из лучших комиков страны?
Bu ülkenin %40'ından fazlasının evinde televizyon var Bayan Mars. Знаете, у около процентов населения страны есть телевизор, Мисс Марс.
Ülkenin yararı için aramızdan bazılarına tekrar güvenmeye başlamak zorunda. Она должна начать снова доверять кому-то во благо страны.
Bir ülkenin silah sistemleri, düşmanları tarafından kontrol edilebiliyorsa, ne kadar etkilidir? Насколько может быть эффективна оружейная система страны, если ею может управлять противник?
Bunlar örneklerden sadece birkaçı, ülkenin siyasi mücadelesinde kaybeden tarafta kalan diğer sayısız Etiyopyalı sürgünde yaşayıp ölmeye mahkum bırakılıyor. Это всего лишь несколько из многочисленных эфиопских граждан, которые оказались на стороне побеждённых в политической битве страны и были вынуждены спасаться бегством.
Kocam, bu ülkenin geleceği için büyük önem taşıyan projelerle ilgileniyor. Мой муж занимается проектами, от которых зависит будущее нашей страны.
Ancak bu tank ülkenin en iyi bilim adamlarının yapacağı yeni şeye oranla sadece bir ordövr sayılır. Но танк - всего лишь скромная закуска по сравнению с тем, что готовят учёные страны.
Tayvan'ın üç nükleer enerji santrali ülkenin elektrik gereksiniminin sadece % -'sini karşılayabiliyor. Три АЭС Тайваня производят всего лишь от до% электроэнергии страны.
Hadi gidip Seattle Grace'in ülkenin en iyi hastanesi unvanını muhafaza edelim. Hadi bakalım! Так что давайте поднимемся туда и продолжим делать Сиэтл Грэйс лучшей больницей страны.
Daniels ülkenin başka köşelerinde de ilginç basketbol potaları bulmayı umuyor. Дэниелс надеется сделать больше интересных фотографий баскетбольных колец в других частях страны.
Bak işte, siz New Yorklular ülkenin geri kalanın olan şeyler hakkında hiç bir şey bilmiyorsunuz. Видите, вы в своем Нью-Йорке вообще не знаете, что происходит в других частях страны.
Eski karım ülkenin diğer ucuna taşınmak ve kızımızı da götürmek istiyor. O yüzden evet. Моя бывшая хочет уехать на другой конец страны и забрать нашу дочь с собой.
Ben altı bir cerrahi ekip var, ülkenin birinde dahil üst beyin cerrahları. У меня команда из шести хирургов, включая одного из лучших нейрохирургов страны.
Bir yıl önce bişeyler yapmıştın ülkenin en meşhur evi. Год назад ты сделал его самым известным домом страны.
Ülkenin zor durumdaki ekonomisi, turistlerin getirdiği parayı severek kabul ediyor olabilir ama ortalama bir turist, ziyareti esnasında ekonomik krizin sonuçlarına katlanan insanların gerçek hayatlarını göremiyor. В то время как бедствующая экономика страны извлекает пользу из денежного потока от иностранных туристов, большинству приезжих никогда не показывают жизнь местных жителей во времена нищеты.
Genellikle küreselleşmeyi destekliyorum, ancak her ülkenin eşsiz ve güzel giysilerini kesinlikle mahvetti. В общем, я за глобализацию, но она очевидно разрушила уникальную, замечательную одежду каждой страны.
Miras Vakfı (ing. Heritage Foundation), herhangi bir ülkenin ekonomik özgürlük derecesinin ölçümü için gerekli olan anahtar etmenleri tanımladı. Heritage Foundation попытался идентифицировать ключевые факторы, позволяющие измерить степень свободы экономики отдельно взятой страны.
1988'de hükûmet dolar ile ihracatı artırarak ve Sovyetler Birliği'ne gıda tranferini dünya pazarı fiyatları ile yaparak ülkenin dış borcunu önemli ölçüde azaltabildi. В следующем, 1988 году правительству Гроса удалось незначительно снизить задолженность страны за счет увеличения долларового экспорта и перехода на поставки продовольствия в СССР по мировым ценам.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.