Beispiele für die Verwendung von "ülkeyi terk" im Türkischen

<>
Ülkeyi terk etmek için iki saati var. Обязали покинуть страну в течение двух часов.
Ülkeyi terk etmek için bir yol arıyor olabilir. Может, он ищет способ выбраться из страны.
Hayır, ülkeyi terk etmeye çalışıyor. Нет, он собирается покинуть страну.
Meka, Ochoa'dan para alıyor sonra da ülkeyi terk etmeye karar veriyor. Мека получает деньги от Очоа, а затем вдруг решает покинуть страну.
Eğer Sid ülkeyi terk etmeye kalkarsa kolay bir şekilde olmayacak. Если Сид попробует сбежать из страны, ему придётся нелегко.
Ülkeyi terk etmiş olabilirsin, ama hala aynı evde yaşıyorsun. Ты уехала из страны, но всё равно осталась дома.
Bir süre önce ülkeyi terk etti. Он выехал из страны, недавно.
Onun ülkeyi terk ettiğini gösteren fotoğraflarını gördünüz. Вы видели фотографии Боднара, покидающего страну.
Bu gece ülkeyi terk ediyorum. Сегодня же я покину страну.
Altı ay önce ülkeyi terk etmiş. Он уехал из страны полгода назад.
Mina ülkeyi terk etti. Мина уехала из страны.
1946'da diktatör Rafael Trujillo'nun yaptığı zulüm yüzünden ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. В 1946 году она была вынуждена покинуть страну из-за преследований диктатора Рафаэля Трухильо.
Formosa, Vietnam "ı terk etmeden önce ülkemiz için, halkımız için ve yeniden temiz bir çevrenin dönüşümü için tüm sorumluluğu kabul etmeli ve çaba sarf etmelidir. Formosa должен осознать всю меру ответственности и, прежде чем покинуть Вьетнам, приложить усилия к возвращению чистоты окружающей среды нашей стране, нашим жителям и центральному Вьетнаму.
Finch, dolandırıcımız ülkeyi hızlı bir şekilde terkediyor. Финч, наш аферист собирается смыться из страны.
Ülkeyi'de, önce Kenya'ya, sonra Almanya'ya, sonra nihayetinde sığınma hakkı kazandığı ABD'ye terk etmek zorunda kaldı, ancak daha sonra'de öldü. В году он был вынужден покинуть страну, отправившись сначала в Кению, затем в Германию и наконец добрался до США, где он получил политическое убежище и прожил до своей смерти в году.
Amerikan halkına ülkeyi boydan boya kat edecek demiryolu sözü verdim beyler. Я обещал американскому народу железную дорогу, которая пересечет всю страну.
Çökmüş ekonomi ile yüzleşmek zorunda kalan üç işsiz mimar ise şehri terk etmeyi reddediyor ve sıradışı bir yürüyüş turu acentası açmaya karar veriyorlar - Porto, genel durum, iyisi ve kötüsü: Mimari, Tarih, Politika, Şehircilik, Yavaş Gıda ve Söylentiler Sizlere caddeleri, terk edilmiş binaları, meydanları, karanlık arka sokakları, eski pazarları, baharatlı petiscos'ların ucuz "tascas" larını ve hepsinin arkasındaki hikayeleri göstereceğiz ve çok taraflı bakış açılarından mükemmel sohbetler edeceğiz. Три безработных архитектора перед лицом внезапного экономического разрушения отказались покинуть город и решили открыть невероятное агентство прогулочных туров, чтобы показать Порто с обеих сторон, хорошей и плохой: архитектура, история, политика, городская жизнь, кафе и рестораны, легенды... Мы покажем вам аллеи, брошенные здания, площади, небольшие улочки, старые рынки, недорогие забегаловки с острыми португальскими закусками, расскажем истории, связанные с этими местами.
Rodney'nin ilk yaptığı şey, ülkeyi yeniden adlandırmak ve suratını bayraklarına koymaktı. Сперва наперво Родни переименовал свою страну и поместил свой портрет на флаг.
Her yıl milyonlarca işçi göçmen Orta Asya'dan Rusya'ya gelmek için memleketini terk ediyor. Каждый год миллионы трудовых мигрантов из Центральной Азии оставляют свою родину и едут в Россию.
Sivillerle dolu bir ülkeyi işgal ediyor olacağız. Мы вторгаемся в страну полную мирного населения.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.