Beispiele für die Verwendung von "şiddetli bir" im Türkischen

<>
Çünkü tahminlerimde yanılmıyorsam şiddetli bir gece bizi bekliyor. Если я не ошибаюсь нас ожидает жаркая ночь.
Çok şiddetli bir darbe neredeyse kafasını ikiye ayırmış. Один сильный удар почти раскроил ее череп надвое.
Bu acımasız topraklarda, Roma ordusu Pict'ler olarak bilinen halktan gelen şiddetli bir direnişle karşılaştı. На этих суровых землях римская армия столкнулась с ожесточенным сопротивлением народа, известного как пикты.
Yani, bir şey şiddetli bir şekilde değişmeli. Я имею в виду, что-то радикально изменится.
Kılıçtan şiddetli bir rüzgar çıkıyor. От этого меча сильный ветер.
Bu da ya geçici delilik ya da şiddetli bir öfke anlamına gelir. Что означает, что это было временное помешательство, или состояние аффекта.
Şiddetli bir ölüm kalım savaşında, Cumhuriyet ve Ayrılıkçı orduları uzak Sullust sisteminde çarpışmaktalar. В жестокой битве на выживание армии Республики и Сепаратистов столкнулись в отдалённой звёздной системе.
Kadın, gizli görevdeki polis, şiddetli bir olaya karışmış. Женщина, офицер под прикрытием, попала в жестокую перепалку.
Bu profesyonel katillerin birkaç saat önce limanda.. şiddetli bir çatışmaya girdiğini söyledi. Он сообщил, что пару часов назад видел там интенсивную перестрелку профессиональных наемников.
Şiddetli bir sarsıntı yok. Скорее всего сотрясения нет.
Derek Watson, yakında şiddetli bir suça karışmak üzere. Дерек Ватсон близок к тому, чтобы совершить преступление.
Tabii ki. Performans etkisi, teşhis ettiğiniz aşağılık kompleksinin şiddetli bir dışavurumu değil mi? конечно не является ли это тяжёлой формой проявления комплекса неполноценности, который вы диагностировали?
Komutanım, doğu cephesinde şiddetli bir çarpışma var. Сэр, на восточном фронте идет тяжелый бой.
Aralık'taki bu devasa dalgalar Pasifik'te kendini gösteren şiddetli bir tropikal kasırganın eseri. Гигантские волны декабря появились в результате мощного тропического циклона в Тихом океане.
Herşeyin kararması kadar şiddetli bir durum değil. Çünkü ufak tefek şeyler hatırlıyorum. Строго говоря это не затмение, потому что я помню отдельные моменты.
Şiddetli bir anma konuşması, bayıldım. Очень яростная речь, мне нравится.
Oldukça şiddetli bir hava akımına yakalanmış olmalısın. Должно быть попали под сильный встречный ветер.
Şiddetli bir şekilde uyku yoksunuyum ve çamaşır yıkamanın çok gerisinde kaldım. А то я очень мало сплю, и скопилось много стирки.
Şiddetli bir saldırı, son derece yıkıcı. Это была жестокая атака, очень разрушительная.
Şiddetli bir kavga edip ayrıldılar. Они сильно поругались и расстались.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.