Beispiele für die Verwendung von "Anlamak" im Türkischen

<>
Yo, yo, bir kişi tek başına yapabilir miydi anlamak istiyorum. Нет-нет, мне нужно понять, мог ли это сделать один человек.
Gevşeme düşüncesini anlamak, benim için zor. Концепция расслабления является трудной для моего понимания.
Bence, hepimiz ne kadar güzel olduğunu anlamak için bunun tadına bakmalı. Я думаю, все должны попробовать и узнать, насколько это вкусно.
Şimdi, bunu anlamak için dahi olmaya gerek yok. Bu kısa devre, gaz pompasıyla uyumlu çalışmayı engellemiş. Не нужно быть гением, чтобы знать, что короткое замыкание плюс пары бензина не равны чему-то хорошему.
Üst uzayda boyutları anlamak zordur ama bu şey kocaman, güçlü ve bizim için tam bir bilmece. Очень трудно определить размер в гиперпространстве, но он большой и сильный и абсолютно не известен нам.
Onları anlamak için en önemli şey, paradoksu anlayabilmek. Самое важное в понимании женщин - это понять парадокс.
Ama çok uzun bir yoldan geldik ve geminin neden battığını anlamak konusunda hiç yol alamadık. Но мы приехали издалека и ни на йоту не приблизились к пониманию причин потери судна.
Tam bir Jewpacabra saldırısına benziyor ama anlamak biraz zor. Похоже на нападение жидокабры, но трудно сказать наверняка.
Bu filmin anormal olduğunu anlamak için bir radyoloji uzmanına ihtiyacın olmadığını söyle. Тебе не нужен рентгенолог, чтобы увидеть, что на снимке аномалии.
Onun ne söylemeye çalıştığını anlamak bir süremi aldı. Мне понадобилось время, чтобы понять, что она пыталась сказать.
Smith, Kasım 1982'de Amerika Birleşik Devletleri-Sovyetler Birliği ilişkilerinin neden bu kadar gergin olduğunu anlamak için Sovyet lideri Yuriy Andropov'a şu mektubu yazdı; В ноябре 1982 года десятилетняя Саманта Смит пишет Юрию Андропову письмо, чтобы разобраться, почему отношения США и СССР такие напряжённые.
Düşmanını yenmek için, onu anlamak zorundasın. Чтобы победить врага - надо понять его.
Bilimsel metotlar insan davranışını anlamak için kullanılabilir. Научные методы могут использоваться для понимания поведения.
şuradaki kahverengi dolapta tutuyoruz. - Neyin çalındığını anlamak için kayıp olanlara ilişkin planlara ihtiyacım var. Мне нужны те, что связаны с пропавшими чертежами, чтобы узнать, что было украдено.
Bunun nedenini anlamak çok kolay tabii dalgaları hayal edebilirseniz. Причину этого легко понять, если зрительно представить волны.
İnsan olmanın ne demek olduğunu anlamak için yeni bir spiritüel yönteme ihtiyacımız var. Мы нуждаемся в новом духовном способе понимания того, что значит быть человеком.
Bane'i anlamak biraz zordu ama şeytan kadar kötüydü. Бэйна трудно понять, но он такой злой.
Bunu anlamak için bir zihinbaz olmaya gerek yok. Не надо быть телепатом, чтобы понять это.
Niçin gitmek istediğini anlamak zor. Сложно понять, почему ты хочешь пойти.
Yaşamı anlamak istiyorsan ölümün yüzüne bakmak çok önem arz eder. Важно видеть смерть в лицо, если хочешь понять жизнь.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.