Beispiele für die Verwendung von "Dışişleri Bakanlığı'na" im Türkischen

<>
Bayan May, Dışişleri Bakanlığı'na bir mektup yollamam gerekiyor. Мисс Мэй, мне нужно набросать письмо в Госдепартамент.
Başkent'te Dışişleri Bakanlığı'na yapılan bir saldırıyı durdurdum. Я остановила нападение на Госдепартамент в Вашингтоне.
Dışişleri Bakanlığı'na Dr Jackson ve Dr Lee için fidye talebi ulaştı. Государственный департамент получил требование выкупа на Доктора Джексона и Доктора Ли.
Alman Dışişleri, iddialarının teyitli olduğunu bildirdi. Министерство иностранных дел Германии подтверждает их заявление.
Majesteleri'ne zarar verme ihtimali olan her gazete haberi rutin gereği önce İçişleri Bakanlığı'na danışılır. Любая новость, которая может расстроить Его Величество сначала тщательно проверяется департаментом внутренних дел.
Elimize yeni ulaşan bir habere göre Dışişleri Bakanı Catherine Durant Meclis Yargı Komitesi'nin huzuruna çıkacak. Мы только что узнали, что госсекретарь Кэтрин Дюран будет давать показания в Юридическом комитете.
Bunu Eğitim Bakanlığı'na şikayet edeceğim. Я пожалуюсь в Министерство образования.
Dışişleri Bakanı sıfatıyla mı? Как министр иностранных дел?
Belgeler Savunma Bakanlığı'na ait gizli bilgiler, Jericho projesi hakkında; Файлы относятся к документам Департамента Обороны и касаются проекта Иерихон:
Bayanlar ve baylar, Dışişleri Bakanı. Дамы и господа, Госсекретарь США.
Bay Childs, lütfen Savunma Bakanlığı'na davacının avukatlarının talep ettiği gizli mahkeme belgelerini vermesi konusunda bilgilendirir misiniz? Мистер Чайлдс, пожалуйста, проинструктируйте министерство обороны предоставить все секретные стенограммы суда по просьбе адвокатов истца.
Birkaç yıl önce bir dışişleri bakanlığı çalışanı Tahran'a gizli belgeler satmaya çalışırken yakalandı. Пару лет назад сотрудник Министерства иностранных дел попался на продаже секретных документов Тегерану.
6 Ağustos 1996'da parti Tacikistan Adalet Bakanlığı'na kaydolarak resmi bir nitelik kazandı. 6 августа 1996 года партия была зарегистрирована в Министерстве юстиции Таджикистана.
Ona Dışişleri Bakanlığı sözü verdik. Мы обещали ему пост госсекретаря.
1884'te Tarım ve Ticaret Bakanlığı'na bağlanarak adı Tokyo Ticaret Okulu (Tokyo Shōgyō Gakkō) olarak değiştirildi. В 1884 году коллегиум переподчинили Министерству сельского хозяйства и торговли и переименовали в Токийскую торговую школу.
Dışişleri Bakanlığından biri seni görürse hemen geri dönecek ve eve uçacaksın. Если кто-нибудь из Госдепа тебя увидит, ты сразу прилетишь назад.
Mirza Polis Akademisi'nden mezun olduktan sonra İçişleri Bakanlığı'na kabul edildi. После окончания Полицейской Академии он поступил в Министерство внутренних дел.
Dışişleri Bakanlığını mı aradınız? Вы звонили в Госдепартамент?
Dışişleri Bakanlığı tedirgin olacak diye mi? Потому, что это нервирует Госдепартамент?
Ruslan'a, Dışişleri Bakanlığının soruşturma fikrine açık olduğunu söylemişsin. Ты передал Руслану, что Госдеп готов к расследованию.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.