Sentence examples of "Doğrudan" in Turkish

<>
SİM Komutanlığı Mart 2006 tarihinde Japon Savunma Bakanı'na doğrudan bağlandı. С 2006 года Штаб подчиняется непосредственно министру обороны Японии.
Evet, şiddet testosteron ile doğrudan bağlantılı. Да, насилие напрямую связано с тестостероном.
Aslında, demirden daha ağır tüm elementleri doğrudan veya dolaylı olarak patlayan yıldızlar üretti. Собственно говоря, все элементы тяжелее железа прямо или косвенно образовались из взрывающихся звезд.
Kumandan, bir kaç hükümet temsilcisi ile doğrudan konuştunuz. Коммандер, вы лично говорили с несколькими правительственными чиновниками.
Gibbons tüm dikkatini sevdalı bir yardımcısına yoğunlaştırdı ve ona babanı vurup öldürmesi için doğrudan bir emir verdi. Гиббонс оказал максимум влияния на свою безумно влюбленную помощницу. Он дал ей прямое указание застрелить вашего отца.
Bu Meclis'e doğrudan meydan okumaktır Sayın Başkan. Это прямой вызов Конгрессу, господин президент.
belirlenemeyen bir yerde çekilmiş fotoğraf KKK ile doğrudan bağlantılı görünmüyor. сделанное в неизвестном месте, не выглядит прямым одобрением ККК.
Ve bizi doğrudan Nazilerin nükleer bombasına götürür. И привести нас прямиком к бомбе нацистов.
Bu gece o insanlarla doğrudan konuşacağım ve her şeyi çok net anlamalarını sağlayacağım. Сегодня я обращусь прямо к тем людям и объясню им ситуацию совершенно четко.
Bir üst subayın doğrudan emrine rağmen Yıldız Geçidi'ni kullandılar. Они использовали Звездные Врата вне прямого приказа вышестоящего офицера.
Elimizdeki tek eksik parça onu Daniel'ın cesediyle doğrudan ilişkilendirecek bir bağlantı. Теперь нам надо установить прямую связь её с трупом Даниэля Гарридо.
Kaptan, doğrudan önümüzde bir enerji dalgalanması var. Капитан, есть колебание энергии непосредственно перед нами.
Lennon'ın Red John'la doğrudan bağlantısı var. Леннон напрямую связан с Красным Джоном.
Spring Sokağı, Linden tren istasyonuyla doğrudan kesişiyor. Спринг стрит проходит прямо над железнодорожной станцией Линден.
Talebinizi doğrudan bana iletin, daha sonra Bayan Dunbar'ın avukatlarıyla birlikte müzakere edeceğiz. Отправьте запрос лично мне, и мы обсудим его с адвокатами мисс Данбар.
Bu kötü karma değil, doğrudan Tanrı'nın oğlundan gelen bir mesaj. Это не плохая карма, Это прямое послание от сына Божьего.
Usplash açılış ekranının oluşturulması için, Linux önbellek arayüzü ya da doğrudan Vesa erişimi kullanılır. Для отображения заставки Usplash может использовать интерфейс Linux framebuffer или прямой доступ к VESA.
Kendisi doğrudan Mohamed Pasha Jaff, Lady Adela "nın, Osman Pasha Jaff" ın ve Mahmud Pasha Jaff "ın soyundan gelmektedir. Джафф является прямым потомком Леди Аделлы (Lady Adella), Османа Паши Джафф (Osman Pasha Jaff), Махмуда Паши Джафф (Mahmud Pasha Jaff).
Bu söylediğim New York Times'ın Nisan sayısından doğrudan alıntıydı. Это цитата непосредственно из Нью-Йорк Таймс за апреля года.
Pete büyük taş ama doğrudan Bill'i aradım ve onunla konuşmak istedim. Но я звонил напрямую Биллу, и я просил о встрече.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.