Exemplos de uso de "Dolayısıyla" em turco

<>
Senin hiçbir şeyin olmadı, dolayısıyla kaybedecek bir şeyin de olmadı. У тебя никогда ничего не было, поэтому тебе нечего терять.
Dolayısıyla, Timothy Carter Red John değil. Следовательно, Тимоти Картер не Красный Джон.
Hiddet ise söndürülmesi güç ateştir, kontrolsüzdür, dolayısıyla işe yarmazdır. Ярость - это пожар, неконтролируемый, а значит, бесполезный.
Dolayısıyla beklentilerim de, sonu olmayan uzun ve karanlık bir koridor gibi göründü gözüme. Таким образом, мои перспективы выглядят как длинный темный коридор, не имеющий конца.
Dolayısıyla onu sinir etmek için avukat olduğumu düşünebilirsiniz, ama yanılırsınız. Думаете, я стал адвокатом, чтобы досадить ему? Ошибаетесь.
Özel bir iş ve dolayısıyla daha iyi yiyecekler, sıcak tutacak giysiler ve daha iyi yaşam şartlarınız olacak. Это специфичный труд, и соответственно, вам предоставят хорошую еду, теплую одежду и улучшенные условия проживания.
Özellikle, program kodunun genellikle yazılabilir olmadığı, dolayısıyla yazma sırasında kopyalama nedeniyle potansiyel isabetlerin düşük olduğu bulundu. В частности, он находил программный код, который обычно не записываем, и поэтому копирование при записи случается редко.
Dolayısıyla fare, belli bir memeli genin etkilerini anlamak için bir model olarak kullanılır. Мышь таким образом выступает в качестве рабочей модели, по которой можно понять работу конкретных генов млекопитающих.
Colt'lar değil, dolayısıyla bu konuda bir şey duymak istemiyorum. Не Кольты, поэтому я не хочу слышать про это.
Dolayısıyla, Bayan Eliot'un mallarının yarısını ve aylık ödeme talep ediyoruz. Следовательно, мы запрашиваем половину имущества мисс Эллиот и ежемесячное содержание.
En pahalı olduğu ve dolayısıyla en iyi okuldan başarıyla mezun oldunuz. Вы окончили самое дорогое, а значит самое лучшее учебное заведение.
Dolayısıyla 1975 yılında ilk üç form "Malurus splendens" türünün ırkları olarak tanımlanmıştır. Таким образом, в 1975 году первые три вида стали подвидами блестящего расписного малюра.
Dolayısıyla bir varsayımın bilimsel sınanmasında en çok bilgiyi verecek sorunun sorulması beklenmektedir. Поэтому научное тестирование гипотезы - это то, что должно принести больше информации.
Erişkinlerde > 150-200 μmol / L (> 1,7-2,3 mg / dL) serum kreatinin düzeyi veya > 30.000 / mm3 trombosit sayısı hemen her zaman şiddetli ADAMTS13 eksikliğini ve dolayısıyla TTP tanısını dışlar. Уровень креатинина сыворотки выше 150-200 мкмоль / л (более 1,7-2,3 мг / дл) или количество тромбоцитов выше 30 000 / мм3 практически исключает диагноз тяжелой недостаточности ADAMTS-13 и, следовательно, ТТП.
Çok yağmur yağdı ve dolayısıyla beyzbol maçı iptal edildi. Шёл сильный дождь, и поэтому бейсбольный матч был отменён.
Ben bir hekimim, dolayısıyla hastalarıma elimden gelen her yolla yardım etmek istiyorum sadece. Я врач, поэтому я просто хочу помочь своим пациентам, чем я смогу.
Os exemplos de uso de palavras em diferentes contextos são dados só para fins linguísticos, ou seja, para estudar o uso de palavras numa língua e as suas traduções para outra. Todos os exemplos são colecionados automaticamente em fontes abertas usando tecnologia de pesquisa de dados bilíngues. Se você encontrar algum erro de ortografia, pontuação ou outro erro no texto original ou na tradução, use a opção "Reportar um erro" ou escreva para nós.

Nesta seção, você pode ver como palavras e expressões são usadas em diferentes contextos usando exemplos de traduções feitas por profissionais. A seção Contextos o ajudará a aprender inglês, alemão, espanhol e outros idiomas. Aqui você pode encontrar exemplos com verbos frasais e idiomas em textos que variam em estilo e tema. Exemplos podem ser classificados por traduções e tópicos.

Aprenda línguas estrangeiras, veja a tradução de milhões de palavras e expressões e use-as em sua comunicação por e-mail.