Beispiele für die Verwendung von "Yağmur" im Türkischen

<>
Dün gece yağmur yağdı, değil mi? Прошлой ночью же шел дождь, да?
Bu Maya yağmur tanrısı heykelinden çıktı. Это статуя бога дождя индейцев Майя.
Yağmur suyundan daha saf bir şey yoktur. Нет ничего чище дождевой воды, верно?
"Perşembe günü daha fazla yağmur bekleniyor." "Еще больше дождей ожидается в четверг".
Neden her şehir yağmur altında olmak zorunda? Почему каждый город должен быть под дождем?
İlk yağmur ve şiddetli rüzgar kendini gösterdiğinde insanlar hala ahşap panellerine çekiçle vuruyor, market alışverişlerini yapıyor, Facebook'ta canlı yayın başlatıyor ve hayatlarını tehdit eden gelgite tanık olmak için kendilerini tehlikeye atıyorlardı. Первые ливни и порывы ветра уже достигли островов, и люди продолжали заколачивать свои окна деревянными досками, совершать последние пробежки в супермаркет, вести трансляции в Facebook и рисковать жизнью, чтобы стать свидетелями смертоносного величия огромных волн и прилива.
saat boyunca yağmur ve kuvvetli rüzgar bekleniyor. На ближайшие часа ожидается дожди и ветер.
Yağmur düşer, güneş parlar ve soğanlar yetişir. Идет дождь, светит солнце, растет лук.
Bir gün iyi bir yağmur yağacak ve bütün bu pislikleri temizleyecek. Придет день, и ливень смоет с улиц всю эту падаль.
Yağmur suyu sıcak bir günde buharlaşıyor. Дождевая вода испаряется в жаркий день.
O, dışarı çıkar çıkmaz, yağmur yağmaya başladı. Как только он вышел, пошёл дождь.
Tayfunun göbeğinde, ne yağmur, ne de rüzgâr vardır. Sadece sükûnet. В центре тайфуна нет ни дождя ни ветра, есть только тишина.
Sıvı, kan, kemik, iç organlar, çürüme sıvısı ve yağmur suyu karışımı. Эта жидкость - смесь крови, костей, кишок, продуктов гниения и дождевой воды.
Manila'da şu an yağmur sezonu, ve senin giydiğin... Сейчас в Маниле сезон дождей, а ты одет..
O zaman Dr. Yağmur Fırtına tanının üzerine eser ve küçük güzel bebeği öldürür. Или доктор тучка залил дождем весь дифференциальный диагноз и убил хорошенького маленького ребеночка.
Cape Gloucester'daki yağmur her bir kelimeyi sildi. Дождь на мысе Глостер уничтожил каждое слово.
Gök gürültüsü ve şimşek olmadan yağmur isteyenlerdir. Они хотят дождя без грома и молнии.
Yüce Tanrı, nasıl yağmur yağdıracağını bilmez mi sanıyorsun? Вы думаете, Бог не знает как послать дождь?
Sadece üç hafta geçti, burası yağmur ormanına dönmüş bile. Три недели, это уже подобно лесу дождя в здесь.
O sabah yağmur yağmıştı ve bir çöp öbeği bulduk. В то утро шел дождь И следов было много.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.