Beispiele für die Verwendung von "başa çıkmak" im Türkischen

<>
Şubat sonuna doğru, devlet sıcak hava dalgasıyla başa çıkmak için tek bir hedefle hazırlıklara başladı: В конце февраля правительство начало подготовку к борьбе с аномальной жарой всего лишь с одной целью:
Ve başa çıkmak için tek yol kan arzunu başkalarıyla dindirmen. И единственный способ справиться не отказывать себе в жажде крови.
Gezegenimizde gerçekleşen en büyük değişimle hayvanların başa çıkmak zorunda olduğu yer, burası. Здесь животным приходится сталкиваться с самыми серьёзными изменениями, происходящими на нашей планете.
Babamın düşmanlarıyla başa çıkmak için has bir yöntemi vardı. У моего отца был свой способ разбираться с врагами.
Yeni sorunlarla başa çıkmak için mutlu bir hayat yaşamak istiyorlar... Они хотят наслаждаться жизнью, несмотря на все свои проблемы.
Suçluluk duygusuyla başa çıkmak için. Помогающий справляться с чувством вины.
Irkçılarla başa çıkmak zorunda kalacak, onu demek istiyorum. Просто я хочу сказать, что вокруг полно расистов.
Çok fazla kayıpla başa çıkmak zorunda kaldın. У тебя в жизни было столько потерь...
Kenny normal bir çocuk olmadığı için, ağrıyla başa çıkmak için uyuşturucu mu kullanıyor? Из-за того что Кенни ненормальный, он употребляет наркотики, чтобы мириться с болью?
Bununla her gün kendim başa çıkmak zorundaydım. Я должна была пройти через это сама.
Canavarların, bilinçaltının korkularıyla başa çıkmak için ürettiği şeylerden ibaret olduğuna inanmak üzere yetiştirildim. Меня учили верить, что монстры должны стать мифом чтобы справиться со страхами подсознания.
Dünyayla başa çıkmak için elinde olan tek şey bu. Только это дано тебе, чтобы идти по жизни.
Ingrid ve ben durumumuzla başa çıkmak konusunda hırslıyız. Мы с Ингрид хотим заняться этой ситуацией агрессивно.
Ay tutulmaları sırasında görevleri ejderhayı öldürmek olduğu için bu hadiselerde, ejderhanın gezegeni yemesini engellemek için, gökyüzüne ateş edecekleri bir yay ve okla silahlanmış olarak dışarı çıkmak zorundaydılar. Так как их обязанностью была победа над драконом, им приходилось выходить во время лунных затмений вооруженными луком и стрелой, которую запускали в небо, чтобы предотвратить поглощение спутника драконом.
Neredeyse iki haftadır baş başa kalamıyoruz. Мы почти недели не оставались наедине.
Şimdi buradan çıkmak zorundayız. Теперь нам пора уходить;
Albay, baş başa konuşabilir miyiz? Полковник, можем мы поговорить наедине?
Buradan çıkmak için tek şansım, Alison. Элисон - мой единственный шанс выбраться отсюда.
Bununla başa çıkmanın bir tek yolu var. Есть только один путь с ним разобраться.
Buradan çıkmak kolay olmayacak. Отсюда нелегко будет выбраться.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.